Kaportaci..
Şurada çok hoş giden bir anlatı ile karşılaştım. Bazı düzeltmeler yapıp aşağıya alıntılıyorum. Seveceğinizi umuyorum.
- Aloo alo.. Abdullah'la görüşcektim ben..
- Burda Abdullah diye biri yok siz nereyi aramıştınız?
- Benim nereyi aradığım önemli mi dostum, benim tek gayem Abdullah'la görüşmek.
- O zaman büyük ihtimalle yanlış bir numara çevirdiniz, çünkü burda gerçekten Abdullah yok.
- Hayır numarayı kesinlikle doğru çevirdim, Abdullah'ın orda olması gerekiyo.
- Yahu kardeşim bak burası bir işyeri ve burda Abdullah diye biri yok. Mehmet var Hasan Usta var ama Abdullah yoook!
- Ya demek öyle ha demek Mehmet var Hasan Usta var Zekâi var ama Abdullah yok.
- A a sen burda Zekâi olduğunu nerden biliyon ya?!
- Ne biliyim lâ. Attım tuttu işte. Hem Zekâi kim ya?
- Zekâi benim en sevdiğim arkadaşımdır burda çalışıyoruz beraber... Lân ben bunları sana niye anlatıyom ki!
- Kardeş ben sordum sana özür dilerim istersen mevzuya geri dönelim.
- Ne mevzusu?
- Abdullah
- Kardeşim ben sana anlatamıyorum galiba, burda Abdullah diye biri yok. Yok. Yok. Yooooook! Kapatıyorum iyi günler ve iyi uykular sana.
- Demek öyle ha demek Abdullah yok. Peki nerde bu Abdullah senin bir fikrin var mı kardeş?
- Lân ne biliyim. Ben sen benle dalga mı geçiyon; ağzımı bozdurcan şimdi bana. Töbe töbeee!
- Tamam kardeş, sinirlenme ben sadece Abdullah'ı sormuştum. Ona çok ihtiyacım var şu an.
- Ne, nasıl yani?
- Abdullah benim en yakın arkadaşım şu an acayip psikolojim bozuk her an kendime kıyabilirim. Beni bu işten döndürse döndürse Abdullah döndürür.
- Kendine mi kıycan kardeş dur bi ya noldu ki?? Sorun ne yani?!
- Sorun çok büyük bi sorun...
- Nasıl yani, kardeş, anlat bana. Burda Abdullah yok ama bende Abdullah kadar anlarım halden; bulunur bi çaresi be. Anlat bakiim sen...
- Abi..
- Buyur kardeş
- Psikolog musun sen?
- Yo, neden sordun?
- Hiç, dedin ya bulunur bi çaresi, anlat rahatla falan diye; ben seni psikolog sandım.
- He.. Yok be kardeş. Ben de çok isterdim psikolog olmayı ama babam okutmadı; ortaokuldan sonra kaportacıya verdi; ben de usta oldum okuyamadık işte hep içimde bi ukte kaldı.
- Anlıyorum abi
- Sen anlat kardeş; benim ne olduğum önemli değil. Sen anlat, ben halden anlarım; bunca yılın ustasıyım ben.
- Abi, ne olsun işte.. Moralman bitik durumdayım; Abdullah benim en yakın arkadaşım, o anlar benim halimi. Mevzu ne diye soracak olursan, kız mevzusu be...
- He anladım yahu, gençlikte olur böyle şeyler be. Biz de zamanında az kız peşinden koşmadık.
- Haklısın abi anlarsın halden. Ya, abi, kız bana posta koydu. Ya, ben senin gibi manyakla evlenmem diyo.. Ne manyaklığımı gördün diyom; bana ne işte evlenmem diyo.
- Aaaa.. Bak sen şimdi
- Evet abi; ben manyak falan değilim.. Tamam, bi ara psikolojik tedavi gördüm ama bu benim manyak olduğumu göstermez; ülkemizde çoğu insan psikolojik sorunlarla boğuşuyo..
- Tabi canım, tabi. Sen dert etme bunları kendine. Bi daha konuşursun düzelir aranız be...
- Öyle de abi; kızın bi de deyyus babası var, kaportacıymış Allahın kaportacısından kız istiycez bi de..
- Deme yaw. Adı neymiş; belki tanırım ben bu civarlardaysa.
- Adı.. şeeeyyy.. Mahmut mu neydi, deli Maho diyolarmış adına
- Ne Mahmut mu? Ee şey kızın adı ne peki?
- Kızın adı Leyla. Abi bitiyom o kıza ya. İçin için yanıyom
- Hımmm.. Peki bu kızın babası niye vermiyomuş kızı sana?
- Ne biliyim abi.. İşte, işi yok gücü yok hayta, karıya kıza düşkün falan diyomuş..
- Allah allah.. Bak sen ya
- Ne oldu abi?
- Bişey yok canım çok sinirlendim şu babaya, yani yanımda olsa vercem babayı eline..
- Haklısın abi aynen öyle Allahın kaportacısından kız dileniyoz iyi mi?
- (Ulan ben senin şimdi sülalenden başlarım ama)
- Efendim abi??
- He? Yok bişey; yok.. Ya sana bişey sorcam: Bu Maho yani deli Maho nerede çalışıyo biliyon mu??
- Yok abi, valla bilmiyom ama gerçekten bilsem nerde olduğunu gidip beynine vurcam kalleş herifin.. Kızla arama giriyo ya.. Kız, sırf bu yüzden benle evlenmek istemiyo abi biliyom ben.
- İstersen ben sana bu Deli Mahonun adresini bulabilirim.
- Nerden bulcan ki abi? Nasıl olcak yani?
- Ya koçum, nâmı Deli Mahoysa ve kaportacıysa ben onu bulurum merak etme sen. Şimdi ben sana buranın adresini vereyim yarına kadar bulurum ben onu sana veririm adresi. Uit ne yapıyosan yap.
- Abi aslansın be. Kralsın be abi. Abdullahı bulamadın ama Abdullah kadar yardımcı oldun abi bana sağol ya. Ver abi adresi alıyom, ulan iyi kaportacılar da varmış bee
- (Senin ananı.. puşt evladı)
- Efendim abi?
- He yazıyon mu adresi diyom...
- He tamam yazıyom abi söyle...
Ertesi gün süper ötesi tribal manyak kahramanımız belirtilen adrese gitti.
Orda gerçekte aradığı ve dün istemeden bilmeden konuştuğu kızın babasıyla buluştu. Adresi aldı.
Aldığı adres biraz yaban bi yerdeydi aslına bakarsanız orda kaportacı falan da bilmiyordu ama neyse adam manyaktı ya bi kere oraya dükkan açmış olabilirdi.
Hangar gibi bi yere geldi kapıyı çaldı ve açtılar. İri kıyım bir herif karşıladı onu; sordu, Maho abi burada dediler. İçeri aldılar elemanı.
Sonra takriben 14 kişi olarak saydığımız kaportacı eşrafından iri kıyım arkadaşlar kahramanımızı bi güzel dövdüler. Özellikle kafasına ve vücudunun muhtelif bölgelerine darbe alan kahramanımız oracıkta öldü.
Fakat ölmeden önce bir ayrıntıyı fark etti onu dövenlerin içinde Abdullah da vardı! Abdullah kişisinin kahramanımıza tekme atarken "Allahsız Kitapsız kız kardeşime haa, o.rspu çoc.gu" diyerek giriştiği rivayet ediliyor...