Yoluyla Yordamıyla Istemek
Ülkenin büyük eyaletlerinden birinin Vali Paşa'sının oğlu gönlünü bir çingene oymağının reisinin kızına kaptırmış.. Kız da ona. Ama, oğlan bunu kimseye açamaz.. Yemeden icmeden kesilir.. Ölüp gidecek.. Anne yüreği bu, dayanır mı.. boyuna yalvarır, sorar durur.. Nihayet, çocuk derdini annesine açar.. Açar da, bu sefer de anne yemeden içmeden kesilir, çünkü bunu Paşa'ya söylemek mümkün degil.. Boru mu.. Koskoca Vali Paşa !! Çingene kızından gelin mi? Haşa!.. Durup duruken, evde iki tane cenaze namzedi peydahlandığını goren Paşa, ancak 'hic bir şey yapmayacağı'na dair yemin billah söz de verdikten sonra durumu öğrenir.. Biraz hiddetlenir gibi olur, ama, yapacak bir şey de yok.. Mecburen, yanına erkânını alıp dogrulur dağ başındaki çingene oymağına.. Reis'ten kız isteyecekler.. Paşa ve maiyetini kapısında gören Reis'te bir afra bir tafra.. bir hava bir hava.. Daha 'Allahın emri, peygamberin kavli..' demeden, Reis, bunları oracıkta kovar? Aman yârabbi !!!.. Bütün itibarının üç kuruşluk olduğuna mı yansın, edemediği bir gelin yüzünden evden iki cenazenin çıkacak olduğuna mı.. Paşa da yataklara duşer.. Paşa'nın hasta oldugunu ve sebebini duyan herkes ziyaretlere gelir ama bu ziyaretler Paşa'yı sadece daha fazla üzer.. Duyanlar arasında Paşa'nın muhafız birliğindeki Deli namlı bir Çavuş da vardır. Paşa'sını çok sevdiği icin, yasak-masak laflarına aldırmaz, üstüne kapatılan kapılara gereğinde omuzla yüklenerek Paşa'nın yatak döşek yattığı odaya kadar gider.. Paşa şaşkın ve bitkin.. Deli Çavuş derhal soze girer: -Paşam, bana izin verin ben bu kızı babasının rızasıyla size gelin edeyim. Paşa'nın, onca maiyetiyle yapamadığı seyi bu baldırı çıplak, bu çulsuz levendin yapabileceğine aklı pek yatmaz ama, olabilecek her türlü rezalet zaten olmuştur; kaybedecek ne vardır artık.. izin verir.. Deli Çavuş, yanına adamlarından on kişi kadar alır.. dörtnala.. doğru Oymak Reisinin çadırının önüne.. Reis de zaten at seslerini duymuş; n'oluyor diye zaten çadırının önünde bekliyor.. Olanca hiddetiyle, Deli Çavuş: -Reis sen misin? Daha 'evet, benim' diyemeden, Çavuş ve adamları Reisi ayaklar altına alır.. Az mı yersin, çok mu.. Vur Allah vur !! Bir ara, dayak hafifler gibi olunca, Reis, can havliyle: -Ağalar, n'ettim, ne yanlışım oldu??? diyecek olur; Deli Çavus: -Seni nabekâr seni.. Devletlu Paşamız tenezzül etmiş; senin kızını istemek için hem de ayağina kadar gelmiş.. Ve sen vermemişsin!! deyip tekrar girişmek üzereyken, Reis: -Ama, ağalar, boyle yoluyla yordamıyla istemedi ki... demiş.. ve kızını gönül rızası ile vermiş.. :-)