Avrupa Birliği ve Dadaloğlu Türküleri
Bazi turkuler vardir ki, hic yakilmamis olsalar, yakilmasina sebep de olmamis olsa diye dusunursunuz.. Dadaloglu'nun turkuleri bence bunlarin arasinda en onde gelenlerindendir..
Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Eşbaşkanı sifatiyla konusan Joost Lagendijk nam keferenin Kurt aydinlara yonelik: 'PKK'ya karsi cikin' mealindeki cumleleri bana yakin sayilacak tarihimizden bugune katkisi olabilecegini dusundugum bir kesiti hatirlatti.
Konuya girmeden, Kirim Savasi hakkinda bir-iki hatirlatma yapmam gerek: Bu savas, 1853-1856 yillari arasinda, Osmanli Devleti ve bu savasta Osmanli'nin muttefikleri, yani, Ingiltere, Fransa ve Piyemonte (Sardunya adasindan ibaret Italya da diyebiliriz) ile Ruslar arasinda yapilmistir.
Bizi ilgilendiren noktalar, Kirim Savasinin yapildigi yillar, 1853-1856, ve muttefiklerden birisinin Ingiltere oldugudur. Bunları bir kenara yazalim.
Kirim Savasinin hazirliklari sirasinda, butun savaslarda oldugu uzere, Osmanli Devleti bir seferberlik ilan eder. Yani, kendi tebasi (vatandaslari) arasindan eli silah tutan siviller icinden bir bolumunu askere alacagini ilan eder.
Bu uygulama, yukarida da soyledigimiz uzere, yeni bir sey degildir. Yeni olan, bu seferberlik ilanina, Avsar Boylarinin uymayacaklarini soylemeleridir... Sebebi su veya bu; sonucta, Avsarlar asker vermek istemezler. Boyle bir sey Bab-i Ali'yi (Hukumet'i) sasirtir –Turk(men) boylarinin asker vermek konusunda bu tur topluca bir tepkisi pek de bilinen bir sey degildir... Ilgili kisiler gonderilir, fakat, sonuc aynidir: Avsarlar asker vermegi reddederler.
Bunun –dar bir cevrede de olsa– duyulmasi uzerine, Kirim Savasinda muttefikimiz olan Ingiltere'nin Buyukelcisi Bab-i Ali'ye gelir ve, eger bir mahsuru yok ise, Avsarlarla bir de kendilerinin konusmak istedigini arzeder. Bab-i Ali, bu durumu garipsemekle beraber, asker ihtiyaci daha onemli oldugundan, Buyukelcinin bu yardim teklifini reddetmez. Ingilizler de giderler Avasarlarla konusurlar; ve Avsarlar –daha az sayida da olsa– asker vermege razi olurlar.
Gunluk sorun cozulmustur; ama, bu isteki gariplige Bab-i Ali de mim koymustur.. Kendi tebasina kendi sozu gecmiyor, buna karsilik Ingiliz Buyukelcisinin nazi, sozu geciyor.. Gercekten mim konulacak bir seydir...
Neyse. Kirim Savasi ne bu topraklarin, ne de Osmanlinin gordugu tek ya da ilk savas degildir. Bir sekilde sona erer..
Daha sonralari, Adana civarindan, Ceyhan'dan filan Bab-i Ali'ye cok sayida sikayet gelmege baslar.. O gune kadar, neredeyse bin yildir, gocer olan Avsar Boylarinin goc sirasinda gectikleri tarlalara ziyan verdigi, ahalinin huzur ve sukununu kacirdiklari cinsinden cesitli dilekceler...
Bab-i Ali'de Avsar Boylarinin yerlesik ahaliye verdikleri bu tur zarar ve ziyana duyarsiz kalmaz; 1865 senesinde (Kirim Savasinin bitiminden 8-9 sene sonra), Dervis ve Cevdet Pasalarin komutasinda, Firka-i Islahiye olan (bugunku dille, Duzeltme Tumeni ya da Iyilestirme Tumeni) gonderilir. Bu Tumenin gorevi, tahmin edilecegi uzere, durumu iyilestirmek, dezletmek ve Avsar Boylarini yerlesik duzene gecirtmektir.
Avsarlar bu birligin gorevini pek de kavrayamamis olsalar gerek ki, ayaklanip, isyan ederler. Devrini cok guzel anlatan Dadaloglu'nun dilinde, asagi yukari soyle meydan okunur Devlete..
Belimizde kılıcımız kirmani Taşı deler mızrağımın temreni Hakkımızda devlet etmiş fermanı Ferman padişahın dağlar bizimdir.
Cok sert carpismalar olur. Bir cesit gerilla harbi de denebilir belki..
Aslımı sorarsan Avşar soyundan Ayrı düştüm aşiretten beyimden Pınarbaşı'ndan beş yüz evinen Cıkıp da cana kıyanlardanım
Çekerim çileyi böyl'olsun bugün Alırım mı sandın şol Kozan Dağın Biz bir kurt idik, Bozoklu koyun Ürkütüp sürüsün yiyenlerdenim
Dadaloğlum der de boyle olmazdım Gördüğüm günlerin birin görmezdim Kavga kızışanda geri durmazdım Meydanda kardaşa kıyanlardanım
ya da..
Dadaloğlu'm yarın kavga kurulur Öter tüfek davlumbazlar vurulur Nice koç yiğitler yere serilir Ölen ölür kalan sağlar bizimdir
Nitekim, oyle de olur.. Ölen ölür; fakat, kalan saglar?
Ilgıt ılgıt seher yeli esiyor, Gavur dağlarının başı dumanlı. Gönül binmiş aşk atına aşıyor, Bre beyler, cünunlugun zaman mı?
Aşağıdan iskan evi geliyor Bezirganlar koç yiğide gülüyor Kitabın dediği günler oluyor Yoksa devir döndü ahır zaman mı?
Dadaloğlu'm sevda vardır başımda, Gündüz hayalinde gece düşümde. Alışkan tüfekler dağlar başında, Azrail'den başkasına aman mı?
Evet, Azrail'den baskasindan aman dilemeyenler arasindan kalan saglar yerlesik duzene gecirtilmis olur...
Yine tuttu Gâvur Dağın boranı Hançer vurup acarladın yaramı Sana derim Mıstık Paşa öreni İçindeki bunca beyler nic'oldu
Çınar sana arka verip oturan Pöhrenk ile sularını getiren Yoksulların işlerini bitiren Samur kürklü koca beyler nic'oldu
Tavlasında Arap atlar beslenir Konağında baz şahinler seslenir Duldasında nice yiğit yaslanır Boz kıratlı yüce beyler nic'oldu
Gidip kar beyazdan sular getiren Dört yanında meyvelerin bitiren Çınar sana arka verip oturan Havrana'lı büyük beyler nic'oldu
Sabahaca kandilleri yanardı Soytarılar fırıl fırıl dönerdi Ha deyince beş bin atlı binerdi Sana inip konan beyler nic'oldu
Mıstık Paşa gitmiş odası yaslı Hatunları vardı hep turna sesli Top top zülüfleri de İstanbul fesli Usul boylu hatunları nic'oldu
Saçı altın bağlı fesler sırmalı Lâhuri şal giymiş gümüş düğmeli Gözleri kudretten siyah sürmeli Mor yelekli güzelleri nic'oldu
Derviş Paşa yaktı yıktı elleri Soldu bütün Çukurova gülleri Karalar geydik attık alları Altınımız geçmez akçe tunç oldu
Ağlayı ağlayı Dadal'ım söyler Vefasız dünyayı şu insan neyler Bin yiğidi bir kula kul eyler Şimden geri yaşaması güç oldu
Yerlesik duzene gecis, baslangiclarda tabii ki biraz zor olur. Ama, hepimizin iyi bildigi uzere, bugun Avsarlarin boyle bir problemi kalmamistir. Devlette devamliligin esas oldugunu hatirdan cikarmamak gerekir: Icislerimize AB'yi karistirmak hata, ama, AB'nin agzina bakarak hizaya gelmek de..
Bazi turkuler vardir ki, hic yakilmamis olsalar, yakilmasina sebep de olmamis olsa diye dusunursunuz.. Dadaloglu'nun turkuleri bence bunlarin arasinda en onde gelenlerindendir..