Çelebi, bizde böyle olur serbest piyasa...
Yeni Şafak Gazetesinde Mehmet Ocaktan imzasıyla 14 Şubat 2007'de yayınlanmış ilginç bir yazıya rastladım.
Petrol kaçakçılığının dayanılmaz vatanseverliği...
Günlerdir, Hrant Dink cinayeti bağlamında 'çete'leri, 'milli güçler'i, 'ölme-öldürme' üzerine yemin törenleri düzenleyen Kuvayı Milliye derneklerini, 'vatana ihanet'i tartışıyoruz. Kimlerin bu ülkeyi gerçekten sevdiğini, kimlerin ihanet içinde olduğunu konuşuyoruz.
Evet, bu ülkede devletin kıyısında köşesinde gizlenmiş bir 'çeteleşme' olgusu var. Bayrak ve silah üzerine 'ölme-öldürme' yeminleri düzenleyen emekli albaylar elini kolunu sallayarak ortalıkta dolaşıyor ve hiçbir yasal işlem yapılmıyor.
Bu yüzden de, toplumun hafızasında 'hukuk devleti'nin gerektiği gibi işleyip işlemediği konusunda kuşkular var. Ama bu ülkede bir başka 'ihanet' daha var ki, henüz hiçbirimiz bu ihaneti sorgulamaya yanaşmadık.
Mesela, büyük dağıtım şirketleri petrol kaçakçılığı yapıyor, devletin vergisini iç ediyor, hepimizin cebinden para çalıyor ama kimsenin sesi çıkmıyor.
Mesela Türkiye, son ikibuçuk yılda 31 ülkeden (bu ülkelerin verilerine göre) 28 milyar dolarlık petrol ithal etmiş. Ancak Türkiye'nin resmi kayıtlarında ithal edilen miktar sadece 9.3 milyar dolar olarak gözüküyor.
Aradaki kaçak farkı, 18.7 milyar dolar. Bu rakamlar, sadece 31 ülkeyi kapsıyor, oysa Türkiye 48 ülkeden petrol ithal ediyor. Bu ülkelerin tamamındaki rakam ortaya çıktığında, demek ki daha ürkütücü bir tablo ortaya çıkacak.
Nitekim Başbakan Tayyip Erdoğan, dün AK Parti grubunda yaptığı konuşmada, bu dehşet verici 'ihanet' tablosunu rakamlarla ortaya koydu:
“Dışişlerimiz petrol ithal ettiğimiz 48 ülkeden kayıtları istedi. 31 ülkeden cevap geldi. Bu kayıtları ülkemiz kayıtlarıyla karşılaştırdık ve çarpıcı sonuçlara ulaştık. 31 ülke diyor ki, Türkiye bizden son 2,5 yıl içinde 28 milyar dolarlık petrol ithal etti. Buradaki kayıtlara göre ise bu 31 ülkeden aynı dönemde ithal edilen akaryakıt miktarı sadece lütfen dikkat 9,3 milyar dolar. Arada tam 18,7 milyar dolarlık bir fark var.”
Başbakan Erdoğan, petrol kaçakçılığını önlemek üzere çıkardıkları yeni yasa ile Türkiye'nin önemli kazanımlar elde edeceğini, petroldeki büyük yolsuzluğun belinin kırılacağını söyledi.
Devletin vergisine göz diken, milletin cebindeki parasını çalan bu kaçakçıların, ortalarda 'büyük vatansever' olarak dolaştığına dikkat çeken Erdoğan şunları söyledi:
“Ama bunlarla oturup başa baş konuşsan bunlar vatanseverdir ha yurtseverdir, şöyle böyle vergi veriyorum şunu yapıyorum bunu yapıyorum diye de geçinirler. Ne kadar büyük bir soruna neşter attığımızı göstermesi bakımından sadece bu örnek yeter. Dışişlerimiz petrol ithal ettiğimiz 48 ülkeden kayıtları istedi. 31 ülkeden cevap geldi. Bu kayıtları ülkemiz kayıtlarıyla karşılaştırdık ve çarpıcı sonuçlara ulaştık. 31 ülke diyor ki, Türkiye bizden son 2,5 yıl içinde 28 milyar dolarlık petrol ithal etti. Buradaki kayıtlara göre ise bu 31 ülkeden aynı dönemde ithal edilen akaryakıt miktarı sadece lütfen dikkat 9,3 milyar dolar. Arada tam 18,7 milyar dolarlık bir fark var. ÖTV, KDV ve EPDK payını eklediğiniz zaman bu fark, 38 milyar dolar seviyesine çıkıyor. ve henüz 17 ülkenin kayıtlarını almış değiliz. Bunlar da geldiği zaman aradaki fark daha da büyüyecek peki nerede bu fark. Bu fark ülkem adına söylüyorum, bu fark kaçakçıların cebine haksız kazanç olarak giriyor, milletimizden çalınıyor, ülkemizden çalınıyor, maliyemizden, hazinemizden çalınıyor.”
İşte günlerdir tartıştığımız vatanseverliğin özeti bu... Hepimiz vatanseveriz ama, milletin, devletin parasını çalarken nedense bu 'vatanseverlik' pek bir işe yaramıyor...
İşin vatanseverlik tarafını Mehmet bey hayli iyi işlemiş ama, serbest piyasa tarafını pek ellememiş.
Halbuki, bu çok daha önemli. Az zamanda çok ve güzel işler yaptığımızın bundan daha iyi bir kanıtı olabilir mi?
Modern devlet dediğin serbest piyasa demektir.
Serbest.
Tam anlamıyla serbest.
Vergi filanla özel girişimin önünü kesecek değil tabii ki.
Başbakan niçin bunları yapanların 'vatansever' pozlarında ortalıkta caka sattıklarından şikayet ediyor anlamıyorum.
Her şeyden önce ve daima liberalizm, özel sektörcülük, serbest piyasacılık filan gelmez miydi?