Ayıpsız demokrasi aşkına!

Önce hemen özür dilemek istiyorum: Belçika dilini bilmiyorum. İsmini bile bilmiyorum --Felemenkçe mi yoksa başka bir şey midir; emin değilim.

İngilizcem de o kadar iyi değil; aşağıda tercüme ettiğim kısımda bazı kelimelerin Türkçe karşılığını da bir türlü çıkaramadım. O yüzden, onları metnin içinde olduğu gibi kullandım --tırnak içinde tabii ki.

Umarım, iyi niyetimi dikkate alarak bu cehaletimi bağışlarsınız.

Şimdi de sadede geleyim.

Malum, önümüzde bir seçim dönemi var. Sistemimiz de, eksiğiyle artığıyla, demokrasi.. Yani, 'seçmen ne istiyorsa o olacak' sistemi..

Demokrasimiz de, bildiğiniz üzere, hayli genç bir demokrasi.. Sık sık kesintilere filan da uğramış.. Zaman zaman önü kesilmiş.. süreç içine bastırılmış bir sürü talebe dönüşmüş mağduriyetlerlerinin bini bir para olan toy bir demokrasi..

Nasıl işlemesi gerektiğini de her zaman çok iyi biliyor değiliz. Başka, daha olgun demokrasilerden örnekler ve/ya ilhamlar almamız gerekiyor.

Ben de, bu yönde bir katkısı olur ümidiyle, Belçika'daki 'Nee Partisi'nin seçim kampanyasından bir kesiti, yalap-şap da olsa, tercüme ettim.

Bilindiği üzere, 'nee' kelimesi Belçika dilinde 'hayır' demekmiş. Yani, yeri geldiğinde 'hayır' da diyebilecek bir demokrasiden bahsediyoruz. Bu önemli bir ayrıntıdır; bunu aklımızda tutmalıyız tabii ki.

Peki, madem 'hayır'da diyebilecek bir demokrasimiz olacak, o zaman neye 'hayır' diyeceğimizi de tabii ki biz belirleyeceğiz.

Başka bir deyişle, işimize gelmeyen, canımızın çekmediği herşeye 'hayır' diyeceğiz. Bunların tersine de 'evet' demek.. daha doğrusu sistemin 'evet!' demesi gerekiyor.

Aksi halde, haşâ!, anti-demokratik oluruz.

Neyse. Şimdi, 'Nee Partisi'nin seçim kampanyasından bir örnek vereyim:

Ben (Tania Derveaux), Nee Partisinin Belcika senatosu üyeliği için ilk siradaki adayıyım. Yaygın talep üzerine, bu sayfada istekte bulunan herkese 40,000 'blowjob' teklif ediyorum.

Belçikada'daki diğer partiler, akla hayale sığmaz sayılarda istihdam fırsatları yaratacakları yolundaki vaatlerde bulununca, biz de bunu teklif etmeğe karar verdik. Daha önceki ti kampanyamızda, benim çırılçıplak poz vereceğimi ve 400,000 kişiye istihdam sahası açacağımızı söylemiştik.

Bu ulusal kampanyamız uluslararası basının da dikkaitini çekti ve benden 'blowjob' isteyen yüzlerce e-mail aldım. Eğer bu bize daha fazla basın ilgisi anlamına gelecekse, 40,000 'blowjob' vermeğe hazırım.

Planlarıma göre, günde 80 'blowjob' üzerinden, bu benim 500 günümü alacak. O yüzden, teklifim --zorunlu olarak-- sınırlıdır ve hazır fırsat varken kaydınızı bir an önce yaptırmanız akıllıca olur.

Not: Evli ya da utangaç olanların durumu dikkate alınacak ve bunlara 'blowjob'ları 'İkinci Hayat'ta verilecektir.

Sizi bilmem, en azından ben, bazı şeyleri sanki görür gibi oldum...

Dikkatle bakarsanız, gerçek bir demokrasinin nasıl olması gerektiğine dair önemli ipuçları olduğunu görürsünüz siz de..

Şu anda, vaktim pek olmadığından, bunların nasıl bakılacağını gösteremiyorum, ama Google'da en çok arananların neler olduğuna bir ara bakmıştım ve halkın ne istediğini anlamak açısından çok faydalı olmuştu.

Seçmen yaşının daha da düşürülmesinin neden gerekli olduğunu o incelemede görmüştüm. Seçilme yaşının da 25 filan değil, 18'e --hatta daha aşağılara-- inmesi gerektiği de aşikardı.

Bütün bunları dikkate almamız şart. Aksi halde demokrasimiz ayıplı olacak.

Türkiye'nin geliştiğini, ve artık eksikli ve ayıplı demokrasilere tahammül etmeyeceğini dünya aleme göstermeliyiz.

Bunu yapmak da, tabii ki gençlere düşüyor.

Tek ümidimiz hep gençler çünkü.

Haydi gençler! Gösterin kendinizi!

Ayıpsız demokrasi aşkına!..