Neden? Halil Bezmen

[Uzun zamandir, okudugum kitaplarin aklimda kalan kisimlari cinsinden kendimce elestirilerini yazmak istiyordum. Edebi, ya da ilmi degerleri filan gibi iddiali bir sey degil; sadece 'kitap bana ne verdi?' sorusuna karsilik gelecek seyler.. Ilk denememe bu kitap denk geldi...] Neden? --Halil Bezmen Raftan degil de Internet'ten aliyor olsam, eminim bu kitabi alip okumazdim. Yanlis anlasilmasin: 'Rafta gordum; cildini cok begendim', ya da 'icini inceledim; okunmaga deger olduguna karar verdim' de aldim demiyorum. Alacagim kitaplari zaten secip almistim; kasaya ilerlerken bir de bu kitabi gorum, ve digerlerinin arasina kattim. Kitabin alinis gerekcesi bu kadardir. Eve gelince, 'bunu da acaba nicin aldim?' meragiyla kitabi biraz karistirdigim zaman, bir otobiyografi oldugu anlasildi <g> [cunku kitabin kapagina bakarak buna karar vermek cok kolay degil].. 'E, iyi valla, tutmus neye para vermisim?! Merd-i kiptinin sirkatini bir hatirat halinde yazip satmasina mi geldi sira!' diye dusune dusune ilk sayfalara biraz daha goz gezdirdim... Okudukca sasirmadim degil. Ozellikle de kendi onyargilarima sasirdim. Birincisi, zenginlerimiz hakkindaki kanaatlerimin bir kismini sarsti --ben, zenginlermizin bir entellektuel olarak otuzunda mortu cekmis altmisinda gomulecek tipler oldugunu dusunurum... Yani, yoktur bir entellektuel derinlikleri.. Cogu ya sadece para kazanmanin yollari hakkinda zoraki bir seyler okumustur, cogu da bunu bile yapmaksizin bir firsattan bir digerine surf yapmis, bu arada da cukkayi bir sekilde doldurmus tiplerdir. Baska bir deyisle, hayat medresesinden icazetlildirler --kendilerine soruldugunda. Halil Bezmen pek de oyle birisi degil gibi gorunuyor. Yazdiklarinin icinde entellektuel degeri olan tespitler var. Sasirdigim ikinci sey de, 'ben masumum' teraneleriyle dolu bir kitap olmayisi. Daha dogrusu, 'hata yapmadim' bile demiyor. Hatalari oldugunu, hatta buyuk hatalari oldugunu acik acik soyluyor. Ek olarak, kasitli olmadigini da soyluyor. Baska bir deyisle, kitap, Halil Bezmen'in yazdigi bir savunma degil; yani, baskalarina yonelik bir karsi suclama degil; aksine, Halil Bezmen kendi hayatini anlatiyor... Bir cesit hayat muhasebesi de denebilir. Bircogumuzdan hayli farkli bir hayat yasamis oldugu ortada, ozellikle cocuklugunda... Ulkenin en zengin fakat yine de bir azinligina mensup bir ailesinin bir uyesi olmak; ailenin cocuk yetistirmekteki (belki de devrin genelini yansitan) katiligi yuzunden ailesinin evi bir tas atimi uzaktayken dahi yatili bir okulda okumak zorunda kalmak.. Evde bolluk, disarda yokluk yasamasi.. Evlat-ebeveyn (kiz-anne, ogul-baba) rekabeti hakkindaki tespitleri kadar kendi goruslerinin zamanin mihenginde nasil degerlendirlecegi konusundaki 'bilemiyorum'larini bir olgunlugun ynasimasi olarak gordum. Zor motive olan butun akilli cocuklarin kaderi oldugu sekilde ketcap sisesi gibi ders calismasina ragmen yine de sonunda oldukca iyi bir okuldan mezun olmasi da ilginc. Bu surec hakkinda araya serpistirdigi anekdotlar da, tespitleri de.. Daha sonrasinda, okul ve askerlik sonrasindaki hayatindaki mucadelelerini de ilgiyle okudum. Okunmaga da deger buluyorum. Detaylarina girmeyecegim, ama, iyice okunmasini dusundugum seylerin basinda da, simdi 'vaktinden evvel' sayilabilecek kararlarla giristigi yatirimlar ve bu konuda simdi kendisinin soyledikleri geliyor. Bugunku mutesebbis namzedlerimizin bunlari okumasi gerektigini dusunuyorum. Bugunku Turkiye'de is dunyasinda basarili olmak icin iki alternatiften birisini (ya 'hayat esittir is' ya da 'is esittir entrika') secmemis olmasi galiba temel yanlisi --ya da uymazligi.. Mesela, hayatta kalmak mucadelesi veren bir grubun basindaki kisinin yelkenli yarislari veya sanatla bu kadar icice olmasini garipsemedim degil. Ama, kitabi okuduktan sonra bambaska bir Halil Bezmen portresi ortaya cikti benim gozumde. Hatalariyla da olsa, bir insan olarak takdir ettigim bir Halil Bezmen. Ote yandan, yazmadiklarinin neler oldugunu cok daha merak ediyorum simdi. Yok, yok; bir Selanik 'donme'si oldugunu nicin kitabin basinda ve daha acik acik soylemedigini degil; Sabetayistlerin hayat tarzlarinin ince detaylarinin, Turkiye'deki son asirdaki etkilerinin ayakizlerinin nasil ve nicinini detaylandirmadigini da degil. Bunlari da bilmek isterim tabii ki, ama, bunlari Halil Bezmen'in yazmasi gerekmiyor. Benim asil merak ettigim, kendisinin de kitabin icinde degisik yerlerde ima ve ihsas ettigi 'arka plandaki guc'lerin kimler oldugu konusudur. Ticari rekabet baglaminda basin dunyasinin isleyisine dolayli temas ediyor, ama, kitabin buralari --baska yerlerine hic yakismayacak sekilde-- magazinel siglikta.. Halbuki, eger yanlis anlamadiysam, Halil Bezmen'in bir tarafinda kendi 'vaktinden evvelci'lik yatiyorsa, digerinde de 'ilginc zamanlarda kudretli kisilerin dikkatini cekmis'lik yatiyor.. Bu 'kudretli kisi'lerin gazabi da basin yoluyla tecelli etmis gibi gorunuyor.. Ama, bu kisilerin bir irkcilik saikiyle mi bunu yaptigi yoksa baska amillerle mi bunun ortaya ciktigi belli degil. Buna da biraz daha aciklik getirmeliydi bence. Bunlarin, bu 'arka plandaki guclerin', bir sekilde anlatilmasinda ulkenin gelecek nesilleri icin ciddi fayda var. Ve, Halil Bezmen gibi cok farkli irtifalardan bakabilmis birisinin soyleyeceklerinin onemli olacagina inaniyorum. Keske yazsa. Keske. Kitabi bir kac saatte okuduktan sonraki kanaatim, daha onceki kanaatimin aksine, 'yazik olmus'a donustu.. Sonuc ve ana fikir olarak, 'ikbal ve zeval bir kapida baki kalmaz'i gercek hayattan okuyabildigim, guzel yazilmis bir eser diyebilirim. ISBN: 975-04-0373-8 www.literatur.com.tr