Dış borç: 2 milyon adet genç
Ben kolay iflah olamayacağım anlaşılan.. Şimdi de durduk yerde, rüştünü ispatlamış bir kişinin kaça malolduğunu merak eder oldum...
Aslında merak ettiğim şey maliyet değildi; fiyatını merak ediyordum, ama, maliyet-kiymet-fiyat arasında bir ilişki olmadığını bile bile, bulabildiğim verilerden, yani maliyetten yola çıkmak zorunda kalıyorum.
Türkiye'de bu konuda yapılmış bir çalışma var mı, bilmiyorum. Benim hatırlar gibi olduğum tek çalışma da, galiba benden bile önce yapılmış bir çalışma..
Türkiye'de trafik kazalarının maliyetini hesaplamak amacıyla yapılmış bir çalışmaymış..
Bir trafik kazasında ölen kişinin yaşından hareket ederek, kazada öldüğü yaşını ortalama ömründen çıkarıp, yaşasaydı ekonomiye her sene ne kadar katkıda bulunacağının hesaplandığı bir rakam.
Ya da, sakat kalanlar için, bu sakatlığın yukarıdaki katkıda oluşturacağı kayıpları dikkate alan bir hesap.
Bu çok ilginç bir çalışmaymış; o kadar ilginç ki, elde ettikleri rakama kimse itiraz edeMEmekle birlikte, bu (ülkenin yıllık bütçesinden büyük) rakamın korkunçluğu karşısında, problem tanımını biraz sadeleştirmeğe karar vermişler.
Kısacası, ölenler için defin (gömme, cenaze) maliyeti ve yaralananlar için de pansuman ve acildeki hastane maliyetini dikkate almak kararı vermişler. Böylece, trafik kazalarının faturası daha bir sineye çekilir olmuş..
Türkiye'de bundan başka bir çalışma varsa bile benim haberim yok; zaten benim ilgilendiğim tarafı da kazalar yoluyla kaybettiklerimizin muhammen bedeli değil. Ben, bir insanın belli bir yaşa kadar getirilmesi için kaç para gerekir sorusunu sormak istedim. Bu rakam bizde yok galiba.
Fakat, ABD'de birileri bunu oturmuş ve hesaplamış --sağolsunlar. TC'nin küçük ABD olmak hevesini de bildiğimiz için, bu hesap sonucunda çıkan rakamı buralar için de ciddiye alabiliriz bence.
ABD Ziraat Bakanlığının, 2000 yılında yaptığı bir fakat calışmaya göre, ABD'de 2000 yılında doğan bir bebeği 18 yaşına erdirmenin maliyeti şöyleymiş:
Düşük gelirli aileler: 117,390 Dolar Orta gelirli aileler: $160,140 Dolar Yüksek gelirli aileler: $233,850 Dolar
Mukayese etmek için, orta gelirli bir ailelenin 18 yaşındaki çocuğunun 1960'larda 25,230 Dolara mal olduğunu da ekliyorlar.
Bu son rakam aslında bir sürü açıdan ilginç. Arada yaklaşık 40 sene yaş farkı olan iki kişinin maliyetlerinde ciddi artışlar var.
Yeni model bir velet, bir önceki nesle kıyasla, tam altı kat daha pahalıya patlıyor.
Gelişen teknoloji ve üretim kabiliyetimizin buna hiç bir pozitif katkı yapmamış olması, tersine maliyet artırıcı davranması benim için çok şaşırtıcı... Her şeyin belli bir zaman aralığı içinde fiyatının yarıya düşeceğini, buna karşılık da performansının iki katına çıkacağını öngören şu meşhur 'Moore Kanun'u burada alenen duvara toslamış ve geri gelmiş gibi görünüyor..
Altı kat daha kıymetli olup olmadığı tartışılabilir --sonuçta, kıymet bir subjektif değerlendirmedir (gerçi fiyat da, maliyet de öyledir; ama, çoğumuz bunlara dikkat etmeyiz)-- ama performanta anlamlı bir artışın olduğunu pek gözlemleyemiyorum.
Neyse.. Tekrar konumuza dönersek; ABD'de 160,140 Dolar masrafla 18 yaşına eriştirilen bir çocuk acaba bizde kaç paraya mal olur?
160,140 Doları 'Hamburger Standard'ı üzerinden dönüştürürsek 51,658 adet BigMac ediyor. Türkiye'de BigMac'ın fiyatı 4.65 YTL olduğuna göre, 240,210 YTL ediyor.
Şu anda Türkiye'de 1 dolar 1.45 YTL olduğuna göre, orta gelirli bir ailenin çocuğunu 18 yaşına getirmesi için 165,661 Dolar masraf gerekiyor.
İlginç değil mi, Türkiye'de çocuk sahibi olmak ABD'den 5,000 Dolar daha pahalı..
Tekrar söyleyeyim: Burada konuştuğumuz rakamlar maliyet rakamlarıdır. Fiyat veya kıymet değil.
Peki de, ben bu rakamları niçin arıyordum... bunca rakama ve teferruata boğulunca neredeyse ben bile unutur oldum..
Hazine Müsteşarlığının rakkamlarına göre, özel sektör ve kamunun kısa, orta ve uzun vadeli borç toplamı (yuvarlak rakkam olarak) 166 milyar Dolar imiş..
Şimdi.. borcumuzu nakit para olarak değil de, evlatlarımızla ödemek zorunda kalırsak, kaç kişiden bahsediyoruz acaba?
Diyelim ki, maliyetine vermek zorunda olduk.. Bu durumda, 1,002,046 kişi ediyor.. Yuvarlak sayı, 1 milyon adet kişi --onsekiz yaş ve altında bir milyon adet kişi..
Tabii ki, bu sayı kabul edilir bir şey değil. Bunlar orta direğin çocuklarıdır. Onun yerine daha ucuz olan, alt gruptakileri düşünmek çok daha makul olsa gerek.
Gerçi, kıymet düşeceği için, o zaman bu sayı iki katına çıkar, yani 2 milyon adet kişi --onsekiz yaş ve altında bir milyon adet kişiden bahseder oluruz ama o artık önemli değildir. Bu yazının muhatap (okur) kitlesinde onlar yokturlar çünkü.
Neyse. Sadece kelle sayısını bulmak yetmiyor tabii. Bu sayıyı teslim etmek yeteneğimiz var mı yok mu, ona da bakmak lazım.
Baktığımız zaman şunu görüyoruz: Türkiyen'nin yıllık '18 yaşında erkek' rekoltesi 650,000 bin adet...
Tabii ki bu sayıda kızlar kadınlar yok. Onları birer ticari emval kabul edemeyiz.
Fakat, bu sayıda bütün gelir grupları var --düşük, orta ve üst gelir grupları. Bu da kabul edilebilir değil. Biz sadece düşük gelir grubundakilerle bu ödemeyi yapmağı planlıyoruz.
Planlıyoruz ama, bu detay azıcık sorun oluyor çünkü benim elimde sadece düşük gelir grubundakilere ait bir rakam yok. O yüzden tahmini bir oran kullanmam lazım.
Bence, düşük gelir grubu bu ülke nüfüsünün yüzde 70 kadarı demektir --bu iyimser bir tahmin olabilir ama hiç yoktan iyidir.
Yüzde 70 rakamını kullanırsak, yıllık harcanabilir 18 yaşındaki erkek rekoltemizin 455,000 adet civarında olduğunu buluruz.
Bize 2 milyon adet kişi lazım olduğuna göre, yaklaşık 4.5 senede borcumuzu kapatmamız sözkonusu demektir. Faizi-maizini de katarsak, 5 sene..
Şimdi.. bu rakamları iyi okumak lazım..
Dış borcumuzun çok önemli bir kısmından istifade eden kesimin orta ve üst gelir grupları olmasına karşılık, bu borcun 5 senelik fakir genç erkek rekoltemizle ödenebilir olması demek, borçlanmamızın sürdürülebilir olması demektir.
Azıcık rakamlardan anlayan herhangi birisi bunun böyle olduğunu görecektir.
Görüldüğü üzere, sağa sola barış gücü filan gibi isimler altında gönderdiğimiz bir kaç bin gencimiz anlamlı bir gaye çerçevesinde oralardadırlar ve çok şükür ki, disposable kaynaklarımız fazlasıyla vardır.
Bu noktada, bir de cenaze bedellerini dikkate almak lazım olabilir ama, üzerinde durmayacak kadar ucuz olduğunu düşünüyorum. Cenaze bedellerini orta ve üst gelir grupları ödeseler bile anlamlı bir yekün tutmaz.
Zaten her muhasebecinin pekala bildiği üzere, her türlü emtea nakde dönüştürülürken bir miktar masraf açar. Fakat, önemsizdir.
Dolayısıyla, bence borçlanmağa devam..