Floş royal ile oyunu kaybetmek korkusu

Kamuoyu yoklamalarını ben yapmıyorum, yapılan kamuoyu yoklamalarında çıkan sonuçlar hakkında da, herkes kadar –belki de daha az– haberim ya da bilgim oluyor, bazan da hiç olmuyor. Kısacası, parti politikaları ve kamuoyundaki destekler hakkında karacahil olduğumu söylememe bile gerek yok.

Oh, tamam, bunu söyledim rahatladım demek isterdim, ama, pek öyle değil; rahat edemiyorum, çünkü hala daha kafamı meşgul eden bir şeyler var...

Duyduklarıma, yani yaygın söylentilere bakılırsa, iktidardaki partinin seçmen nezdindeki popularitesi ilk seçildiği günler kadar yüksek; hala daha toplam seçmenin üçte biri iktidardaki partiyi destekliyor...

Öyle olup olmadığını bilmiyorum, ama, eğer doğruysa, bu çok nadir karşılaştığımız bir şeydir ve iktidardaki partinin elinin ne kadar güçlü olduğunu gösterir.

Dedim ya, öyle olup olmadığını bilmiyorum, fakat, ben böyle bir el ile poker masasına oturmuş olsam, endişe edecek olanlar ben değil rakiplerim olurdu –zannediyorum.

Öyle ya, rakiplerimin herhangi bir konuda en ufak mızıkçılık emmaresiyle karşılaştığım anda derhal restimi çeker, oyunu yeniden ve büyük bir ihtimalle onlarsız başlatacağımı deklare ederdim. Bu da bir blöf filan olmazdı, çünkü hepimiz kağıt sayma hilesini yapıyoruz ve bir sonraki turda elimin ne derece güçlü olacağını ben biliyorum; rakiplerim de kuvvetle tahmin ediyor... Dediğimi yapmaktan, yeni bir tur başlatmaktan, oyunu yenilemekten beni alıkoyan ne olabilir?

Oyunu yenilemeğe, kağıtları yeniden karıp dağıtmağa, erken seçim diyoruz. Kağıtların yeniden karılıp dağıtılmasında da, aleyhte, çok da bariz bir hilenin olamayacağını da herhalde söyleyebiliriz –kağıtlar seçmen, yeniden karmak işi propoganda dönemi, dağıtım işi de seçim... Sonunda da bir sayım var, yani masaya oturacak yeni oyuncuların tespiti ve kağıtların bu oyunculara başlangıç sermayesi misali tevzii ve tahsisi..

Bütün bunların yeterince şeffaf olacağından kimsenin pek de kuşkusu olduğunu sanmıyorum –başka bir deyişle, her zamanki kadar hile hurda olacak, fakat öngörülebilir olduğundan, sürprizlere yol açmayacaktır.

Bugüne bakıyorum, ortada bir gariplik, bir acayiplik var gibi geliyor bana.. Eli kuvvetli olduğu ve olacağı söylenen bir iktidar partisi, nedense, oyunun biraz erken yenilenmesini pek istemiyor.

Buna karşılık, giderek eridiği söylenen muhalefet ise tam olarak bunun olmasını zorlamağa gayret ediyor. Halbuki, Meclis dışında, oyun masasının dışında, beklemekte olan başka oyuncular var. Yeni turda, büyük bir ihtimalle, mevcut muhalefetin yerine (ya da yanısıra) bu oyunculardan bazıları masada yerini alacak.

Yani, mevcut muhalefetin sayısal ve siyasal ağırlığını törpüleyecek yeni oyuncular gelecek... Bunun olacağı mukadder ise, mevcut muhalefetin niçin oyunun yenilemesini istediğini de anlamakta güçlük çekiyorum.

Anlamakta güçlük çektiğim, tabii ki, sırf bu değil: Yenilenen turda da tekrar başat oyuncu olacak olduğu neredeyse garanti olan iktidar partisinin erken seçime bu derece inatla ayak diremesini de anlamıyorum...

Sahi, bu inat nedendir?..

Tamam, kendi açılarından yapılmasını önemli gördükleri şeyler var: Yeni bir Cumhurbaşkanının seçimi filan..

Kabul diyelim; amma, bunu ha şimdiki parlamentoyla yapmışlar, ha yeni seçilmiş ile.. yine büyük bir çoğunluk ile iktidara geleceklerse, ne farkeder?

Demokrasi çok da verimli bir yönetim sistemi olmayabilir; karar alma süreci aradabir bu tür seçim-meçim gibi şeylerle, ya da başka incir çekirdeğini doldurmayacak tartışmalarla uzayabilir, üç paralık bir karar dünyanın zaman ve parasına patlar.. İyi de, bunu yeni farkediyor değiliz, oynadığımız oyun budur.

Eli kuvvetli olan bir iktidar partisinin erken seçimi, rakiplerinin ve muhalefetin üzerinde gerektiğinde kolayca kullanılacak bir tür Demokles'in Kılıcı gibi kullanması beklenirken, bunun aksinin görülüyor olmasını garipsiyorum.

Demokrasi oyununda en büyük oyuncu kaçak güreşirse, dışardan çelme takmak filan bir anlamda meşrulaşmış olur; sonunda da başta bu oyuncu olmak üzere, bütün yarışmacılar ve katılımcılar zarar görür –bunu daha önceki tecrübelerimizden, iyi kötü, biliyoruz. Böyle bir gidişata imkan veya meydan vermeği öncelikle iktidardaki oyuncunun istemiyor olması gerektiğini söylüyor bana mantığım.

Mantık öyle söylüyor da.. ortadaki realite, bu mantıksal çıkarımı doğrulamıyor. Bu durumda, mecburen, faraziyeleri yeniden sorgulamak zorunda kalıyorum:

Acaba, iktidarin –yeni turda elde edeceği seçmen oranı açısından– eli söylendiği kadar kuvvetli olmayabilir mi?

Ya da, bugün, üç-beş ay içinde yapılıp bitirilebilcek bir erken seçim kararı alınsa, üç-beş ay içinde iktidardaki partinin eriyip gideceğinden mi korkuluyor?

Eriyip gitmek bu kadar kolay mı?

Not: Pokerden çok da anlamam, ama, bildiğim kadarıyla, pokerde en güçlü kağıt kombünasyonun ismi 'floş royal' (flush royal)... Böyle bir eli olan oyuncunun kaybetmesi mümkün değil; çünkü aynı anda birden fazla kişide olması mümkün değil.