Kabul Edilemez Cinsiyet Ayrımcılığı
Gazetelere baktığım da olmuyor değil aradabir. Bakmak kelimesini bilerek isteyerek seçtim --malum, okumak için çok zamandır kimse gazete almıyor. Ya da, en azından ben almıyorum. Dalgın dalgın bakarken, aniden memleketin en önemli meselelerinden birisinin nihayet kudretli birilerinin ilgisini çektiğini gördüm ve ziyadesiyle sevindim. Efem.. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bakası'na cinsiyeti erkek olacak diye belirtilmiş 'evrak memuru' almak istiyormuş... Bu amaçla ilan filan da vermişler. Bundan haberdar olan ilerici bir siyasi organımız (SHP) konuyu ülke gündemine taşımış ve bu ilanın geri çekilmesini ve benzer başka köktenci önlemleri önermiş. Bu önlemlerin arasında Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bakası başkanının istifa etmesini isteyip istemedikleri pek sarih değildi ama olsun; SHP MYK üyesi Çigdem Aydin, yaptigi açiklamada "Bu yönetimin kadını yok sayan anlayışıdır, derhal düzeltilmelidir" demiş ve bu anlayışın iktidarın felsefesinden kaynaklandığını savunarak, şöyle devam etmiş: "Bu ilan derhal geri çekilerek cinsiyet ayrımı yapılmadan yeniden düzenlenmelidir. Bu ilan Anayasa'nın 10. maddesine, BM Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözlesmesi'nin 11. maddesine ve AB Mevzuatı'na aykırıdır. Ayrica TCK'ya göre de bu suçtur. Bu tür hükümleri ihlal edenler için, suç duyurusunda bulunulacağı Aileden Sorumlu Devlet Bakani Nimet Çubukçu tarafından da açıklanmıştı. Merkez Bankası Başkanının ve Sayın Çubukçu'nun olaya el koymasını bekliyoruz." Ben de o mevzuyu duyduğumda söylecek başka söz bulamadım. Haklıdırlar. Cinsiyet ayrımına izin verilecek yerler var, verilmeyecek yerler var... Mazallah, o evrak memuru ilerde terfi eder ve daha yukarı mevkilere gelir.. Erkek egemen bir Merkez Bankası yapılanmasına tahammül edemeyiz. Şimdiden tedbirini almak lazım. Bunları düşünürken, işi gücü beni lüzumsuz zamanlarda dürtmek olan kadrolu şeytanım, yeni yeni peydahlanmakta olan mesleklere de bir göz atmamı önerdi. Onun işi kolay tabii. Bahsedip geçiyor. Son on senede apansız zuhur etmiş nice meslek var.. onların herbirini, bırakın incelemek, saymak bile beni aşar. O yüzden, örnekleme metoduyla bir tanesine bakayım dedim. İncelemem için önerdiği meslek de --çıka çıka-- 'taşıyıcı annelik' denen hilkat garibesi meslek çıktı. Bu meslek bir hayli yeniymiş. Bizim memlekette de varmış, ama henüz İş ve İşçi Bulma Kurumun kabul ettiği meslekler arasında yokmuş. Hatta, epeyi zamandır İş ve İşçi Bulma Kurumu da yokmuş, ama bunun da konuyla alakası yokmuş. Yepisyeni bir meslek olduğu için de, örgütlenmiş bir yapısı da yokmuş. Mesela, Taşıyıcı Anneler Odası filan gibi şeyleri aramak pek anlamlı değilmiş. Karşınızda örgütlü bir yapı olmadığından, bu meslek erbabına ihtiyacınız olduğunda, ilgili kişiyi ancak gazete ilanlarıyla temin edebiliyorsunuz. Bu noktada dikkatli olmak gerekiyor ama.. Gazeteye vereceğiniz ilanın cinsiyet ayrımına işaret ediyor olması kabul edilir bir şey değil. Yukarıda Çiğdem hanımın aççık seççik söylediği üzere, böyle bir şey herşeye aykırı. Mazallah, sonu ipe gitmektir yani. Dolayısı ile, şöyle bir şey yazmanız lazım: 'Taşıyıcı Anne aranıyor. Erkek adayların askerliğini yapmış olmaları tercih nedenidir'... Bu yolla, hem öküz altında buzağı arayanların suyuna gitmiş olursunuz, hem de ilerde --Allah esirgesin-- ortaya çıkabilecek kadın egemen taşıyıcı anneler oluşumuna engel olmuş olursunuz. Bu yapmış olduğunuz şeyin literatürdeki ismi 'basiretli davranmak'tır. Yani, uzağı görmek ve problemler ortaya çıkmadan önce önlemini almak... Siyaset mesleği de tam olarak bunun için vardır zaten. Yani, basiretli davranmak için. Nitekim, siyasi partilerin kadın kotaları koyması da bunun talep edilmesi de, mesela, bir cinsiyet ayrımı filan değildir. İyi ki varsın SHP.