Kısa piyes: Tek sahne.

İki kişi.
Biri erkek, biri dişi.
Yüzleri birbirine dönük.
Aralarında şu konuşma geçer:

-- Seni seviyorum.
-- Seni tanıyorum.

ৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄৄ

Two persons.
A male and a female.
Facing one another.
This is the conversation:

-- I love you.
-- I know you.

İsrail laiktir laik kalacak!..

Şu "van minıt" vakasından beri İsrail medyasını (İnternet gazetelerini) biraz daha yakından takip etmeğe karar vermiştim.

Hamdolsun ;) o günden beri, İsrail-Türkiye arasındaki muhabbet bir zenginleşti.. bir zenginleşti ki, sormayın gitsin..

İsrail'in askeri tatbikata katılmalarını reddetti bizimkiler.. ardından da, diplomasi dilinin sınırlarını zorlayan karşılıklı atışmalara şahit olduk.

Bütün bunlar cereyan ederken, İsrail gazetelerinde ve gazetelere gelen yorumlarda aşağı yukarı hep aynı tür analizlere şahit oldum.

Bu noktada, gözlemlerimin arasında ilginç bulduğum ilk nokta şu: İsrail ahalisi, Türkiye'yi iki ayrı dünya olarak görmek istiyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri sözkonusu olduğunda, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu laik Cumhuriyetin sahibi olduğu vurgulanıyor.. Mustafa Kemal Atatürk'ü ve laikliği özellikle öne çıkardıklarını söylemek istiyorum.

Buna karşılık, Hükümet sözkonusu olduğunda, 'İslamcı' etiketi ile birlikte anılıyor..

Hal böyle olunca, son krizin analizi de şöyle özetleniyor:

"Türkiye'de Hükümetler atar-tutarlar; ama, önemli olan TSK'dır."

Yani, "Türkiye'de Hükümetler ne derse desin, ordu, İsrail'i korur ve kollar" demeğe getiriyorlar.

Ve, anladığım kadarıyla, özellikle şu 'tatbikat iptali' sonrasında Hükümet'in dediklerini ciddiye almadılar. TSK'nın çıkıp, Hükümet'in ağzının payını vermesini beklediler.

Bu gerçekleşmeyince, işte o zaman, İsrail'de bir tür panik havası başladı..

Nasıl olurdu da, ("Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu laik Cumhuriyetin temel değerlerini temsil eden") TSK, 'İslamcı Hükümet'in İsrail'e haksızlık/saygısızlık yapmasına izin verirdi?..

Olacak şey değildi..

'İslamcı Hükümet'e acaba boyun mu eğmişti TSK?

Telaşlanılmayacak gibi değil tabii..

Bir taraftan "acaba, sahi, biz Gazze'de yanlış bir şeyler mi yaptık?" diyenler olsa da, öte taraftaki kafalar daha da karışık..

Kimileri, 'İslamcı Hükümet'in etkisinden TSK'yı kurtarmak için ne yapılabileceğine kafa yorarken; kimileri de 'şok tedavisi' öneriyorlar: "'Ermeni Soykırımı'nı tanıyalım, Kürtlere arka çıkalım; Türklere hadlerini bildirelim" filan diyorlar..

Bütün bunlar söylenirken, arka planda hep aynı tema var: Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin laikliğine ve Ordunun da buna sahip çıkacağına yönelik yoğun beklentileri hissetmemek, okumamak mümkün değil.

Hal böyle olunca, ben de, İsrail ahalisinin Türkiye'nin laikliğini neden bu kadar önemsediğini merak eder oldum.

Acaba Türkiye ile İsrail arasında laiklik açısından ne kadar benzerlik var ki, İsrailliler Türkiye'nin laikliğinin muhafazasını bu kadar önemsiyorlar?

Bunu anlamak için, İsrail'deki siyasi hayata biraz bakınmak ihtiyacı duydum; çeşitli kaynaklara başvurup kısa bir özet çıkardım:

İsrail'in, Türkiye ile benzer şekilde, her yetişkinin oy kullanabildiği bir seçim sistemi ve parlamenter demokrasisi var.

O da bir cumhuriyet.

Meclisinde (Knesset'te) 120 milletvekili var.

Bizde % 10 olan seçim barajı, İsrail'de % 2; bu yüzden de İsrail neredeyse hep koalisyon hükümetleriyle yönetilir olmuş.

Buraya kadarıyla çok benziyoruz.

İlk farklılık, İsrail'in anayasasında ortaya çıkıyor. Henüz kesinleşmiş, resmen kabul edilmiş bir anayasası yok; var olan, ilerde kabul edilmek üzere hazırlanmış bir taslak.

Fakat, mahkemelerde bu taslak kesinmiş gibi işlem görüyor ve boşlukları da içtihatlarla kapatılıyor. Bu bakımdan, kısmen Birleşik Krallık'a benziyor.

Yazılı ve resmi anayasasının olamayışının sebebi ilginç:

İsrail Kurucu Meclisi, 1949'da, anayasa yapmak için yola çıkmış ama becerememiş.

Dindar Yahudiler, Tevrat (Tanakh), Talmud (Museviliğin Medeni Kanunu, şeriatı) ve benzeri dinî metinlerden daha yukarıda bir anayasayı kabul etmemişler. Yani, İsrailin dinci çevreleri işin en  başında ağırlığını koymuş.

Bu sorunu çözmek için, anayasayı bir bütün olarak hazırlamak yerine, kısım kısım (bap'lar/fasiküller halinde) hazırlayıp Meclise getirip oylamak konusunda anlaşmışlar; ama, bu bile, resmi bir anayasanın kabul edilmesi için yeterli olmamış.

Kısacası, ta başından itibaren, İsrail Devleti, dincilerin (Musevilik Şeriatı taraftarlarının) engelini geçememiş.

Şimdi gelelim İsrail'deki siyasi partilere..

Toplam 12 parti varmış.

Knesset'teki temsil sırasına göre, partiler listesi şöyle:

  • Kadima (İleri) partisi. Laikçi, merkez, liberal. Aryel Şaron tarafından kuruldu.
  • Likud (Birlik) partisi. Merkez sağ, Filistin Devleti fikrine temelden karşı. İşgal altındaki bölgelerde Yahudi yerleşimlerinin artmasına taraftar. Anti-Arap.
  • Yisrael Beiteinu (İsrail Vatanımız) partisi. Milliyetçi/Siyonist. 'Ya sev ya terket'çi. Anti-Arap ve anti-Filistin.
  • İşci partisi. Sosyal demokrat ve siyonist.
  • Şas partisi. Haredi Sefarad ve Mizrahilerin partisi. Aşırı dinci ve Musevi Şeriatçısı.
  • Birleşik Torah Museviliği partisi. Haredi. Aşırı dinci ve Musevi Şeriatçısı.
  • Milli Birlik partisi. Dört partinin koalisyonu. Milliyetçi/Siyonist. Militarist. Filistin'le her türlü barışa karşı.
  • Hadaş (Yeni) partisi. Komünist-Sosyalist. Yerleşimlere ve işgallere karşı. Filistin Devletinin kurulmasına taraftar.
  • Birlesik Arap partisi. İsrail'de yaşayan Arapların partisi.
  • Yahudi Vatanı partisi. Milliyetçi, dinci ve siyonist.
  • Yeni Hareket (Meretz) (Canlılık-Birliktelik) partisi. Siyonist. Sosyal demokrat. Çevreci.
  • Balad (Milli Demokratik İttifak) partisi. İsrail'deki Arapların partisi. Arap milliyetçisi.
Bu partilerde de, tıpkı kuruluş sırasında anayasa konusunda gördüğümüz üzere, din/tarikatler ve Siyonizm bariz bir öncelik gösteriyor.

Şimdi, hemen, doğru anlaşılması için 'Siyonizm'i kısaca bir tanımlamak gerekiyor:

Siyonizm, Yahudi halkının Filistin'de 'yeniden' bir vatan sahibi olması için ortaya çıkmış bir politik hareket. Hareketin ortaya çıkışı 1800'lerin sonlarıdır ve kurucusunun da Theodor Herzl olduğu kabul edilir. Filistin'deki bu 'vatan'a Tevrat'taki atıftan yola çıkarak 'İsrail Toprağı' denir. Bugünkü İsrail devletinin kuruluşundan beri en aktif destekçilerinden biridir bu hareket.

Şimdi gelelim 'Haredi'nin tarifine..

Museviliğin en 'aşırı dinci' şeklidir. 'Haredi' kelimesi 'Allahtan, tir tir titreyerek, korkan' anlamına gelir. 'Allahtan ödü patlayan' da diyebiliriz. Modern şeylerin çoğuna karşıdırlar. Televizyon, telefon, elektrikli aletler vb şeyler ancak şeriata uydurulduğu kadarıyla kabul görür. Kadınlar kamusal alanda parklarda banklara bile oturamaz. Kamusal ulaşım araçlarına da ancak en arkada ve uygun şekilde tesettür içinde olmak şartıyla binebilirler.

İsrail Devletinin varlığını kabul etmezler. Allahın emirlerine aykırı olduğu kanaatindedirler; çünkü, inançlarına göre, Musevilere bir devlet ancak ve ancak Mesih tarafından kurulabilir; henüz Mesih gelmemiş olduğundan, İsrail Devleti Allahın emirlerine isyan anlamına gelir.

İsrail Devletinin Allahın emrine aykırı olduğunu iddia ettikleri için, Harediliğin daha da katı yorumlandığı tarikatlerde, İsrail devletine asker verilmez, vergi verilmez, nüfus kağıdı reddedilir, mahkemeleri yok sayılır. Kısacası, devletin hiç bir veçhesini kabul etmezler...

Bazan birbiri ile catışan, bazan da çakışan yorumlar yapan hahamların başını çektiği tarikatlerin oluşturduğu bir mezhepten bahsediyoruz.

İşin ilginç tarafı, Haredilik, İsrail'de giderek yaygınlaşmakta. Şu anda, toplam nüfus içinde % 10 civarında oldukları tahmin edilmektedir.

Şimdi... dönelim konunun Türkiye ve TSK ayağına..

Sizin şöyle bir şeyi aklınız, hafsalanız alabiliyor mu?

Din, mezhep ya da tarikat emrediyor diye, Devleti kafir kabul eden, askere gitmeyen, vergi vermeyen, nüfus kağıdını, mahkemeleri ve mahkeme kararlarını reddeden birileri Türkiye'de olabilir mi?

Bırakın öyle İsrail gibi % 10'ları, binde bir veya milyonda bir bile olabilir mi?

Olamaz.

Neden olamaz?

Çünkü, bu devlet hem 'devlet gelenekleri' olan bir devlettir; hem de laik bir devlettir.

Türkiye bu ise, peki, o zaman İsrail ne oluyor?

Harediler bir yana; ordusunda, kadın sesiyle anons yapılmasını dahi reddeden subaylarının varlığına bakarsak, İsrail'in laiklikle bir alakasının olmadığını kolayca söyleyebiliriz.

E.. Bu durumda, İsrail'in Türkiye'nin laikliği konusundaki bunca titizliğini, Türk ordusunun da bunun sarsılmaz koruyucusu olması yönündeki bu ısrarını nasıl yorumlayacağız?

..lenecek ...

Halkedilişten beri
Beden denen çemberi
Reddinin isyan feri
Sönünce ünlenecek

Hayat hatt-ı zatında
Şüpheydi firkatında
Ruhu Allah katında
Dinince dinlenecek

Müzmin Anonim

Başörtülü Darwinci

Şaka şaka.. başlığı sırf provokatif olsun diye öyle seçtim. Kazın ayağı öyle değil.

Aşağıdaki yazı Emine Karahocagil Arslaner imzası ve 'Evrim, Darwin vesaire...' başlığıyla Haber10 isimli sitede 07 Eylül 2009 tarihinde yayınlanmış. [Yazının başındaki bir iki paragrafı, konuyla doğrudan alakalı olmadığını düşündüğüm için kırptım. Bir iki yazım yanlışını düzelttim ve yazının biçemini okunabilirlik açısından azıcık değiştirdim.]

Yazarın bir iki yazısını daha okumuştum; ve, bunlardan en az bir tanesini okuduğum zaman "buyrun işte bir tane daha; haybeye militanlıktan başka bir şeye yaramayan, sivri diliyle çözmeğe kalkıştığndan daha fazla problem yaratmağa namzet birisi daha" dediğimi itiraf etmeliyim. Her ne kadar o yazı hakkında hala daha öyle düşünüyorsam da, aşağıdaki yazısı farklı.

Uzun zamandır, hele de 'inanan' genç nesilden, Darwin hakkında bu denli dürüst ve soğukkanlı değerlendirme okumuş değilim.

Hani, "niye bunu ben yazmadım" diyerek gıpta bile ettim diyebilirim.

Yazı bu:

Diyebiliriz ki, bütün bir insanlık tarihinde, bu kadar az tanındığı halde; bu kadar taşa tutulan, hırpalanan, yanlış anlaşılan, yanlış yorumlanan ve nefret toplayan başka bir isim yok...

Durum o kadar vahim ki, Darwin lanet bir adam olarak yaşamış ve ölmüş olsa dahi; aleyhinde yapılan bütün bu haksız propagandalar, yerli yersiz suçlamalar, yanlış bilgiye dayalı yargılamalar yüzünden, bütün günahlarından sıyrılıp ilahi mahkemede rahatlıkla beraat edebilir.

Darwin hakkında çok tekrar edildiği için çok doğru olduğu sanılan galat-ı meşhurları teker teker sıraladım ve karşıma şu tablo çıktı;

Darwin evrim teorisini ileri süren isimdir.

Yanlış...

Darwin sadece evrim teorisinin duyulmasını sağlayan isimdir.

Darwin'in bazı çağdaşları --Darwin'den bağımsız olarak-- evrim teorisini dile getiren makaleler kaleme almışlardır.

Alfred Russel Wallace, Darwin'den çok önce, dogal seleksiyonla ilgili bir makale yazmıştır.

Darwin'in ve evrimi anlatan diğer Avrupalı bilim adamlarının, kendilerinden çok önce yaşayan; Ibn Haldun, El Biruni gibi Islam alimlerinin metinlerinden etkilenmiş olmaları da kuvvetle muhtemeldir.

Darwin, Galapagos adalarında yaşayan Ispinoz kuşlarının gagaları ve gıda kaynakları arasındaki uygunluğa bakarak, doğal seleksiyon yoluyla değiştiklerini ve evrim geçirdiklerini düşündü.

Yanlış...

'Darwin kuşları' olarak da bilinen bu kuş türü, Darwin'in 'HMS Beagle' gemisiyle yaptığı ve beş yıl süren araştırmasında topladığı 32 adet kuş türünden yalnızca biridir.

Darwin'in getirdiği örnekleri araştıran Londralı Ornitolog John Gould, Darwin'in başka türlere ait olduğunu düşündüğü kuşlardan 12 tanesinin birbirine çok benzeyen yeni bir ispinoz türü olduğunu açıkladı.

Darwin sadece Galapogos adalarından değil, beş yıl boyunca dolaştığı bütün adalardan çeşitli kuş türü örnekleri toplamıştır.

Darwin, ilkelden başlayıp daha iyiye, daha medeniye doğru bir gelişmenin olduğunu iddia eder.

Yanlış...

Bilim, bulgulardan hareket ederek ulaştığı sonuçları ortaya koyar, yorum yapmaz. Evrim teorisinde de böyle bir yoruma rastlanmaz.

Doğa bilimleri, eldeki delillere dayanarak insanoğlunun ve diğer tüm mahlukatın geçirdiği biyolojik merhaleleri anlatır ve bir teori ortaya koyarlar; 'Evrim Teorisi'.

Kâinatın bundan sonra nasıl bir yol takip edeceği (Islamî ifadeyle söylemek gerekirse: 'Sünnetullah'ın nasıl işleyeceği) konusunda yorum yapmazlar.

Darwin, "insan maymundan geldi" dedi.

Iki kere yanlış...

Darwin; insanın insandan, şempanzenin de şempanzeden geldiğini söyler.

Darwin, milyonlarca yıl önce yaşayan insanların şekil ve şemal olarak bizden biraz daha farklı olduklarını anlatmaya çalışan adamdır.

Darwin'i goril şeklinde karikatürize eden Ingiliz gazetelerinin attığı iftira çamurunun yıllardır temizleneMEmesinde ise --hiç kuşkusuz-- kilisenin büyük katkısı vardır.

Darwin güçlüden yanadır.

Yanlış, yanlış, yanlış...

'Survival of the fittest', yani 'güçlü olan kazanır' sloganı Darwin'e değil, Darwinizm'in öncülerinden Herbert Spencer'e aittir ve Darwinle hiçbir alakası yoktur.

Evrim teorisinin çeşitli zorlamalarla 'Ateist' düşüncenin hizmetine verilmesinde ve bu karışımdan ortaya çıkan 'Darwinizm' ideolojisinde Darwin'in bir payı yoktur.

Darwin, yaşadığı ortama en iyi şekilde uyum sağlayan türün yaşamaya devam ettiğini, bunu başaramayanların nesillerinin tükendiğini savunmuştur.

Evrim kendi bulgularıyla çelişen bir sloganı, kavramı veya iddiayı savunmaz.

Evrime göre örneğin, 'dinazorlar' çok güçlü hayvanlardır ancak soyları tükenmiştir.

Not: Bu noktada kısa bir açıklama/düzeltme girmek eklemek isterim. 'Survival of the fittest' sözünün daha doğru yapılmış tercümesi 'atik olan hayatta kalır' olmalı; fakat bunun kabahatini bunu Türkçeye ilk çevirenlerde aramak gerekiyor.

Bu liste daha da uzatılabilir...

Bu yazılanlardan dolayı yazı sahibini Darwinci veya evrimci ilan edebilirsiniz ancak, Darwinist veya Ateist ilan edecekleri –-izninizle-- şimdiden Allah'a havale etmek istiyorum.

Az veya yanlış bilgi, taştan heykellerin dikilmesi için zihinlerde müsait ve münbit bir zemin hazırlar. Beynindeki taştan heykellerin darmadağın edildiğini gören insan için yegane savunma taktiği saldırmaktır...

Saldırgan uslup sahiplerinin acılarını anlıyorum ancak burada belirtmeden geçemeyeceğim çok mühim bir nokta daha var:

Özellikle benim yurdumda evrim teorisinin çok az bilindiğini müşahede ediyorum.

Evrimle ve Darwinle ilgili araştırmalarımda genellikle Almanca kaynaklardan istifade ettiğim için yazılarımda referans gösteremedim.

2009 yılının Darwin yılı ilan edilmesi de, ilgi duyan herkesin Evrim teorisi ve Darwinle ilgili daha fazla bilgi kaynağına, çok daha uygun fiyatlarla ulaşmasını sağladı.

Türkiye'de ise öteden beri, evrimle ilgili objektif ve bilimsel kaynaklar, Adnan Oktar ve avanesinin güçlü gayretleriyle sansüre uğramakta, hatta hiç basılamamakta, dolayısı ile piyasada bulunamamaktadırlar.

Gelecek nesillerin tarafsız ve bağımsız bir vicdana sahip hakikat yolcuları olmalarını istiyorsak, onların sınır tanımayan tecessüslerine kelepçe vurmaktan, yollarına çıkan işaretlerin istikametlerini değiştirmekten vazgeçmeliyiz...

Lütfen bu toprakların altını kazımaya ve geleceğimizi, dinimizi kullanarak çalmaya çalışanlara artık fırsat vermeyelim.
Dedim ya.. bu yazı, Darwin/Darwinism hakkında benim okuduğum en derli toplu Türkçe metinlerden birisi...

Şimdi..

Yazarın kim olduğunu da merak ettim; ama çok fazla bilgi edinebildiğimi söyleyemem. Diğer yazılarından anladığım kadarıyla, başörtülü olduğundan dolayı Türkiye'de üniversiteye kaydolması engellenmiş, bunun üzerine (zannedersem) Almanya'da üniversitede okumuş. Ne okuduğunu bilmiyorum.

Öteki yazılarından anladığım kadarıyla, başörtüsü meselesini kişisel olduğu kadar kitlesel eylem açısından da destekliyor. Bunu da anlayışla karşılıyorum: Ben de olsam, hakkım olduğunu düşündüğüm bir şeyin elimden alınmasına tepki koyardım; ve bu da --ne olduğuna bağlı olarak-- gereğinde bir ömür sürerdi.

Fakat, belki garip gelecek; ama, Emine hanımın affına sığınarak, başörtüsü yüzünden onu Türkiye'de üniversiteye kabul etmeyenlere müteşekkir olduğumu söylemek isterim...

Sebebi çok basit: Eğer Emine hanım Türkiye'de okumuş olsaydı, Darwin veya Darwinizm hakkında bu tür tarafsız bilgiye ulaşamazdı --hele de İslamî camia içinden hiç..

Dolayısı ile, ben de 'her şerde bir hayır vardır' diyebiliyorum.

Fakat, bu kadarla kalmıyor..

Bir de, Emine hanımın yazdıklarına gelen yorumlara bakmak lazım.

İçlerinde, Emine hanımın yazdıklarını takdir eden yok değil; ama ezici çoğunluğu --açıkça değilse bile, zımnen-- Emine hanımı tekfir ediyor ('dinden çıkmış', 'kafir olmuş' sayıyor). Ya da, en azından, yazdıklarının Ateistlere (ya da, diğer 'öteki'lere, Yahudilere filan) hizmet ettiğini düşünuyor..

Başka bir deyişle, bu yorumları okuduğum zaman, neden "beni Müslümanlar dinden çıkardı" dediğime cevaplar da buluyorum.

Emine hanımın da akibetini farklı görmüyorum desem acaba çok mu abartmış sayılırım.. bilemem.

Neyse.

Şimdi yorumlar..

{Elimden geldiğince yazım hatalarını düzeltmeğe çalıştım. Yazan kişilerin isimlerini ve yazış vakitlerini kaldırdım. En son yazılan yorum en üsttedir.}
  • Allah VAR: Zamanımız ahir zaman ve bu zamanda fitnelerin çoğaldığına şahit oluyoruz. Darwin de bu fitnelerden bir tanesidir. Allah yoktan, örneksizce varedendir. Darwin'i de örneksiz ve yoktan vareden Allahtır. Buna karşı Allahın bizden istediği tek şey Zatının yüceliğini kabul edip gereği gibi kulluk etmektir.


  • Ahir zamandayız ve Mehdi'nin ortaya çıkışı yakın. O yüzden inançlılarla inançsızların fikir tartışmalarının çoğalması şaşılacak bir şey değil. Ayrıca en üst düzeyde insanlık tarihini yönlendiren masonların masum olduğuna inanmak ve günahlarının affedileceğini söylemek dinimize uygun değildir. Darwin teorisini masumane bir şekilde ortaya atmadı. Üstad masonlardan aldığı emirlerle ve yöntemlerle ortaya attı.


  • Dünyada bilimadamlarının ürettiği en sağlma madde ne? İnsanların bulduğu en sağlam madde kevlar, bugün kurşun geçirmez yeleklerde kullanılıyor. Ama bundan çok çok daha sağlam bir madde var: örümcek ipeği. Bunun formülü daha keşfedilemedi. Örümcek bunu milyarlarca yıldır yapıyor. Sonra en büyük haznesi olan geometrik şekil ne? Altıgen. Ben üniversite mezunuyum ama bunu bir kitapta okuyuncaya kadar bilmiyordum. Ama arı biliyormuş. Balını altıgenlere dolduruyor. Cetvel kullanmadan. Duvarlarını da 13 derece eğimle yapıyor ki bal akmasın. Balın akışkanlığını engellemek için tam gerekli açı. Açıyı da aletsiz hesaplıyor. Sonra neden büyük kuşların kanatlarının uçları hafif kıvrık biliyor musunuz? Bu onların daha az enerjiyle daha uzun mesafe uçmalarını sağlıyor. Bu detayı farkeden mühendisler, aynısını günümüz uçaklarına da modernizasyon olarak eklediler. Arı, örümcek, kuş bunların matematik, kimya, aerodinamik, fizik yani bilmedikleri yok. Yüksek bir medeniyet sergiliyorlar adeta. Hatta bizimle alay eder gibiler. Bize bakın da biraz teknoloji öğrenin der gibiler. Tamam, evrim teorisinin iddiasına göre diyelim ki bunları mütasyon, doğal seleksiyon ve bol tesadüf bu şekil ve şemale getirdi. Tamam. Peki hangi ünivirsitede eğitim gördüler de bu bilim ve teknolojiyi öğrendiler? Mesela Amerika'da bir üniversitede geometri, astronomi, kimya, jeoloji eğitimi alan bir arıya rastlandı mı hiç? Çünkü bu eğitimleri alan bilim adamları daha arının balını yapamıyor.


  • Bir Müslümanın en önemli görevlerinden biri, Allahın yaratmasını delilleriyle ortaya koymak ve Allahın, Kuran ayetlerinde bildirdiği gibi "düşünen insanlardan olmak", doğruları araştırıp ortaya koymaktır. Sizin yazılarınızda bu önemli sorumluluğun aksine görünen bir üslup var. Darwin'in ortaya attığı evrim teorisinin temelinde, maddeye ilahlık verme iddiası vardır. Materyalistlerin, Ateistlerin şuursuz atomlara güç atfetmesidir. Bu şekilde tüm evrendeki kusursuz dengeleri Allahın yarattığı gerçeğini inkar ederler. Darwin'in öne sürdüğü mekanizmalar bilimle çürütülmüştür, fosil kayıtlarında sadece kusursuz canlılar bulunmaktadır. Dolayısıyla, Darwin yalan söylemiştir, bu gerçeği açıkça ortaya koymamız bir Müslüman olarak hepimizin sorumluluğudur.


  • evrim teorisinin mantığı ve felsefesi tabii ki Darwin'den eski. Bir pagan dini aslında. Ne kadar detaylandırırsanız detaylandıralım, temelinde yalaşmın kökeninin raslantısallık, tesadüf olduğunu bulursunuz. Bilim de canlılığın tesadüfen oluşamayacağını ortaya koydu. Müslümanlar bu konuda saf olmamalı.


  • Emine Hanım, Darwin'i sempatik gösterebilmek için çok uğraşmış. Onu adeta masum, zavallı, hep yanlış anlaşılan bir bilim adamıymış gibi göstermeye çalışmış. Ama nafile, evrim teorisi de Darwin de artık bir masal, bir tarih oldu. Yaratılışı ispatlayan 250 milyon tane fosil zaten bu teoriyi kökünden bitirmiş durumda. Hala neyin savunuculuğunu yapıyorsunuz anlamıyorum. Ayrıca Karl Marx, Engels gibi azılı komunist liderler komunizme dayanak olarak tamamen Darwin'i onun evrim kuramını örnek aldılar. Marx'ın bir cümlesi şu şekilde "Darwin'in kitabı çok önemli ve tarihteki sınıf savaşamını doğa bilimi açısında desteklediği için bana çok uygun düşüyor.". Ayrıca Marx, Darwin'e olan sempatisini en büyük eseri Das Kapital'i Darwin'e ithaf ederek de göstermiştir."Charles Darwin'e ateşli bir hayranı olan Karl Marx'tan"


  • Emine Hanım, Allah bizlere Kuran'da yoktan, örneksiz yarattığını söylüyor mu? SÖYLÜYOR. Peki Darwin ne söylüyor? Canlılık Tesadüfen, Rastgele oluştu diyor. Bir Müslüman olarak Allahtan yana olmanız gerekmiyor mu?


  • www.evrimcilerinitiraflari.com sitesinden bu konuya ilgi duyan, merak eden herkesin sözde Evrimin nasıl geçersiz bir iddia olduğunu okumalarını tavsiye ediyorum. Göreceksiniz ki orada dile getirilen, ve hepsi Evrimi savunanlara ait olan çelişkiler teoriyi daha başından çökertmiştir. Adnan Bey www.harunyahya.org'tan hepsine erişebileceğiniz kitaplarında bu konuyu detaylı anlatmıştır. Herşeyi ve herkesi yoktan vareden Yüce Allahtır. Yüce Rabb'imizin Haşa Evrime ihtiyacı yoktur. Gördüğümüz görmediğimiz bütün alemleri yaratan, cennet ve cehennemi yaratan melekleri, cinleri, ahireti, şeytanları yaratan Yüce Allahtır."OL" demesiyle herşey olur.


  • Emine Hanım, Sizin Müslümanlara fayda getirecek, Hakkı hatırlatacak, güzel ahlakı tavsiye edecek. Müslümanların imanını artmasına vesile olacak, iman etmeyenlerin hidayetine vesile olacak konuları işleyip Müslümanların billiğine, sevgisine, bağlılığına, kardeşliğine çalışmanız bu yolda kendinizi vakfetmeniz gerikmiyor mu? Sizce? Ancak ben sizi Allahı inkar eden bir sistemi savunurken Müslümanların gereksiz yanlış bilgilerle yanlış yönlendirirken buluyorum hep yazılarınızda. Müslüman samimiyetle, hep hayrı düşünüp insanları hayra yönelendirmesi ile şeref kazanabilir. Küfrün beğinisini kazanmaya çalışmak, çıkar sebebi ile yaranma mantığında olmak bazı cahil insanlar tarafından şeytanını telkini ile gösterilen bir çabadır. Bunu sizin için söylemiyorum ama, Allahın dinini yaymak ve yaşamak vazifemiz iken Amerikayı yeniden keşfedercesine küfrün mantıkları ile yorumlar yapmak bence Müslümanlara ve bizlere fayda vermez.


  • tesadüfen oluşmuştur deyip Allahın varlığını inkar eden evrim teorisinin savunulacak bir tarafı kalmamıştır artık. Herşey gün gibi açık, eğer Allaha inanıyorsa bir insan bunu savunamaz ama Allah inancı yoksa ona bir şey diyemeyiz. Allahın yaratılışını her yerde gördüğümüz halde hala tesadüfen oluşmuş diye inatlaşmak nereye kadar bir düşünün.


  • Evrim teorisi Darwin'den önce ya da güçlülerin yaşaması onun sözdü değil, yok Galapagos'da ispinozların gagalarından etkilenmiş vs. gibi ifadeler önemli değil, önce sonra farketmez bunlar takılınması gereken konular değil, önemli olan evrim felsefesini anlayabilmek. Evrim felsefesinin temeli her şeyin tesadüfen olması, tesadüfen oluşmuş, tesadüfen gelişmiş, tesadüfen gelişmeye devam ediyor, herşey başıboş. Böyle bir mantıkta o zaman savaşlar, materyalizm, faşizm, açlık, zulüm herşey normal, ahiret, cennet cehennem maçhul (haşa). Oysa bu yanlış. Allah herşeyi bir hikmet ve kader üzerine yaratmıştır. Kuran'da da bu şekilde bildirmektedir. Her olay bir amaç üzerine yaratılmıştır. Bizim sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sanmıştınız? Diye belirtiyor Allah Kuran'da. Eğer evrimle yarattım deseydi Allah biz ona inanırdık. Ama o şekilde yaratmamış. Şu da kesin tabi. Herkes dileğine inanmakta serbesttir. Kuran'da bu konuda bir zorlama yoktur. Ama inanç sahibi bizler en azından insanları yanlış bir şeye yönlendirmemekten sorumluyuz. Sadece doğruyu tebliğ etmekle yükümlüyüz. Karşı taraf inanır veya inanmaz, inandırma, ikna etme ve zorlama asla olmaz. Ama Allaha inanan olarak bizim sorumluluğumuz Kuran'da anlatınlan gerçekleri tebliğ etmek.


  • Emine Hanım açıkça ben Yaratılışa inanmıyorum diyerek dürüst davransın. Olabilir her insan imanlı olacak diyemeyiz. Allah Kuran'da inkarcıların olacağını, müşrikleri yani şirk koşanşarı, münafıkları yani inanmadığı halde inanıyorum diyerek Müslüman taklidi yapanları bize haber vermiş. Kimse de kalkıp niye Yaratılışa inanmıyorsun demez. O da bizim kardeşimizdir. Biz yine doğru yolu ona anlatmaya devam ederiz. Ama Darwinizmi savunuyor olması insanın kendi aklına zekasına bizzat kendisinin hakareti olmuyor mu? 250 milyon canlıya ait fosil bilimsel veriler evrimin çöplük yığını olduğunu ispatlıyor.


  • Emine Hanım yazınızda Türkiye'de Darwin'le ilgili kitapların sansüre uğradığından basılmadığını yazmışsınız. Yanlış, dediğiniz gibi evrimle ilgili fazla kitap basılmaması sansüre uğradığından değil, artık evrime inanılmadığı içindir. Adnan Oktar beyin ellerine sağlık Darwinizmi bitirdi.


  • Darwin evrenin tesadüfen bir Yaratıcı olmaksızın oluştuğu görüşünü ileri sürmüş ve her bir araştırmasını bu tezini destekleyecek sonuçlara bağlamıştır. Bu görüşün savunulacak hiç bir tarafı yoktur, ufacık bir böcek bile Allahın varlığına kanıtken hala bu adamın savunucularının olduğunu bilmek üzücü... Adnan Oktar'ın hemen her belgeselini izledim, kitaplarını okudum zaten orda makul cevaplar verilmiş bu zihniyete. O yüzden de fazla söze ne hacet. Yeter ki havale edileceğimiz makam her şeyi bilen ve gören Yüce Allah makamı olsun...


  • Nazirecim öyle bir iftira atmışsın ki Allahın dinine ve Müslümanlara cevap vermeden edemeyeceğim. Kuran'dan ve Sünnetten 1 tane bilim karşıtı ayet veya hadis gösterebilir misin? Tersine Kuran bilime yol gösterir... Darwin'in doğmalarını bilim olarak kabul etmek zorunda değiliz. Darwin teorisi teori olmaktan bile çıkmıştır. Gelişen bilim Darwin'i yalanlamaktadır. Asıl sen bilime karşısın bu halinle. Avrupalılar dünya dönüyor dediği için bilim adamını yakarken Kuran'da çoktan haber verilmişti dünyanın döndüğü vs.


  • Ugurcum Allah bu sorunun cevabını Kuran'da şöyle verir: "Yarattıklarından hiç biri onu aciz düşüremez."... Ben de sana bir soru sorayım: Bütün bilim adamlarını yanına toplasan, en son teknolojiyi kullansan en basitinden canlı bir sinek yaratabilir misin? Öyle ya tesadüf eseri olabildiğine göre akıllı birilerinin müdahalesiyle hayli hayli olur. Tüm canlı ve cansız varlıkların yaradılışında sonsuz bir ilim, irade ve kuvvet var.


  • Evrim teorisi bu haliyle, imanın parlamasına ve onun anlaşılmasına, şüpheler denizinde sağlam adacıklar oluşmasına sağlamaktadır.. Bu teoriyi bilmeyen bir din adamıda kesinlikle İslamı bilmemekte ve anlamamaktadır. Nasıl İslamı bilmeyen aydınların, din hakkındaki saçmalıklarına güldüğümüz gibi.. Evet biz çocuklarımıza Kuran'ı öğrettiğimiz gibi evrim teorosinide öğreteceğiz. taki varlıkla tesadüf arasındaki ince çizgiyi anlasınlar, yaşamın kaynağının nerden geldiğini farketsinler.. Ünlü bir alim bile tabiatcıları anlatırken kelimelerini öyle nazik kullanır ki.. isyanı işmam ediyor biraz dikkatli kullan.. diye nazikce uyarır.. yoksa siz küfürdesiniz, isyandasınız, dinden çıkmışşsınız lafını hiç kullanmadığı gibi... Müslümanların kafir ilan ettiği ve asrın harikası ve tıbbın babası İbn-i Sina'yı kazanmak için İslam alimlerinin verdiği tüm ölüm fetvalarını iptal eder.. o halis muhlis bir Müslümandı der.. İşte Müslüman ahlakı budur ki kendi ilim adamını kafir ilan eder, yakar.. şimdikiler ise, biz Müslümanlar olarak böyle ilim adamları yetiştirmiştik diye 1000 sene önceki alimleriyle öğünürler.. behey Müslüman sen kendi elinle alimlerini yok ettin.. senin felsefen Bilime geçit vermiyor ki.. içinizde Pascal, Einstein ve Edison mu var da.. bu din çok başarılı oldu diyebiliyorsun.. Evrim düşmalığınla zaten senin dininin bilim düşmalığı o kadar ortada ki.. ayyuka çıkmış durumda.. daha ne yazılabilir ki... her şeyiniz sırıtıyor..


  • her insanın bir düşünme bandı vardır. bu bandın darlığı veya genişliği ve nasıl kullanılacağını kişinin mesleği ve inançları belirler. Bu band her türlü sorgulamanın yapıldığı, hiç bir şey kısıtlamaya tabi olmadan, sebepleriyle tartışıldığı bir bölgedir. Şimdi biz bu bandı, inanç böyle istiyor, inanç kendi kaidelerinin tartışılmasını istemiyor diye, bu bandın şöyle kullanımı isyana girer aman ha buna yanaşmayın diye iptal mi edeceğiz? Bu bandı atıl bırakıp, kendimizimi inkar edeceğiz. Varlık kendi eserlerinin tartışılmasını, keşfedilmesini, taklitlerinin yapılmasını istemiyor felsefesini körü körüne inanıp, İslam coğrafyasında milyonlarca örneği bulunan hiç bir şeye karışmayan, düşünmeyen, sorgulamayan, üretmeyen, tembel, insanlar sınıfına mı dahil olacağız? Varlığın bize verdiği bandın tasarrufu bir insan olarak bana mı aittir yoksa kendini Kuran'ın yerine koyan ve alim yada din büyüğü denilenlerin Allah adına icraatta bulunup, benim kafam hakkında, varlığa köle olun, ona isyan etmeyin hikayelerini mi dinleyeceğiz? Evet Kuran şüpheler okyanusundaki dalgıçlık görevini layıkıyla yapıyor ve hakikate aklı yakınlaştırıyor ve keşşafı kunuzu esmaiye görevini bilhakkın eda ediyor.. Kuran hiç bir zaman şüpheler denizinin yok olmasını istemiyor ki.. Şüpheler içindeki iman anlayışının esas olduğunu tüm ayetleri beyan etmiyor mu? tüm hakaikini şüphe üzerinden isimlendirmiyor mu? Şüphe Kuran'ın da asli kaynağıdır ve onun üzerine imanı inşa eder.. iman denilen şeyde.. şüphenin bir derecesidir.. biri iman der diğeri şüphe olarak adlandırır. Bu yüzden Kuran'a Eşyanın müfessiri, kainatın tılsımı muğlakını açan ve tefsir eden yani hipotezini eşya üzerine koyup kendini anlatan sayfalar yani Bilimin ta kendisidir diyoruz. Evrim teorisinin şüpheler denizinde varlığın olmadığını ve kendi kendine oluştuğunu iddiasında bulunuyor olması, insanoğluna ve özelde Müslümana beyin bandının serbestce her şeyin tartışıldığı olanağını öyle genişce sağlar ki.. ne bu isyandır ve ne de Ateistliktir..


  • Emine hanim ben de sizin burada artik yazmayacaginizi dusunmus ve uzulmustum. Sizi burada gormek yeniden sevindirdi beni.. Evrim tartismalarina bu yazinizda usul acisindan cok onemli olan bir tesbitle devam etmeniz isabetli olmus. zira insanoglunun buyuk zaaflarindandir bildigini sandigi seyleri sonuna kadar savunmak. Imam-i Azamlara cok ihtiyac var bugun bilgeligiyle ogrenilmislerin deryadan bir damla bile olamiyacagini haykiracak kisiler olamli. Oluyor ve olacak da... InsAllah sizler de bu sevgi ve hikmet pinarindan esintiler sunmaya devam edersiniz. zevkle okuyoruz.. ben de bir arkadasimin sozunu hatirladim yazinizda. 'cehalet oyle zor ki; tahsil istiyor'. insan bilmedigini bilmek icin de cok bilmesi ogrenmesi lazim. Bildiklerini yeterli gorenler bilemediklerini gereksiz ya da yanlis gorme ihtimalini bir gozardi etmeselerdi...


  • Evrimci ve kendisini müslim olarak tanımlayanlara son olarak diyorum ki! Kavramlara keyfinize göre anlam yükleyip savunma yapıyorsunuz. Batı dünyasında kabul gören evrim kavramı, salt bir değişimden ibaret değildir. Teorinin hedefi ise maddi varlığın orjinine ilişkin tutarlı bir açıklama getirmektir. Özetle; varlığın oluşumunda/değişiminde aşkın güç (akleden-tasarlayan-izleyen-değiştiren-yöneten-yokeden) bir yaratanın olmaksızın oluştuğunu kanıtlama hezeyanlarıdır. Seküler hayat görüşünün temel dayanağı olarak kullanılan bir dünya görüşüdür. Konunun aşamalılıkla bir ilgisi yoktur. Yine tartışmayı Harun Yahya ve cemaati ile eksenlemek sapla samanı birbirine karıştırmaktır. Bu konu Harun Yahyan'ın esamesi yok iken de vardı ve tartışılmaktaydı. Uğur isimli yorumcunun sorusu değil ama sorunu ciddidir.


  • Emine hanım ve sayın yorumcular. Sizler elinizdeki cep telefonlarının tesadüfen oluştuğuna inanabiliyor musunuz? Allak Kuran'da biz Adem'i yarattık derken inanan insanlara ne oluyor. Allah yalan mı söylüyor ya da sizler mi inanmıyorsunuz? Bir Adnan Hoca'dır tutturmuş gidiyorsunuz. Yanlış bir adam yüzünden inancımızdan vaz geçip evet Yahudi olan bir adamın haince planlarını yutalım mı. Bana ne Adnan Hoca'dan. Bana ne Darwin'den kardeşim. Allahın yaratması varken evrim de ne oluyor. Uydurmuşlar bir kuram. Bunlar zaten varsayım neyi tartışıyor kocaman kocaman adamlar anlamıyorum. Canlı kendi varolmuş. Bu Allahı bizzat inkardır. Allah dilediği gibi yaratır. Şaşkınlarda kendiliğinden oluverdi derler. Hani Kuran'da ölülerin kemiklerini getirip de bunları mı diriltecek? Allah deyince inen Kuran ayetini hatırlayın. Sizi yoktan!!! var eden Allah bunlara mı can veremeyecek? Bu iş küfrün İslamı inanışı bozma gayretidir. Ve Adnan Hoca da masum kişi değildir. Onun yanlışlarından yola çıkıp İslamı inanışı kendinizce sulandırmayın.


  • Adam uzun yıllar arastırma yaptı ve bu arastırma sonucunda ortaya bir teori attı ve siz kalkmıs adamın teroisini hiçbir akla matnıga sıgınmadan hiçbir bilimsel dayanak göstermeden insafsızca elestırıyorsunuz. Soruyorum, size Yaratıcının Yaratıcı gucune ınanıyorsanız tabii sorum su olacak Allah kendınden üstün birini yaratabılır mi?


  • Biyoloji bilimi genetik bilimi evrim kuramını temel doğru kabul ederek işe başlar. Genetiğin olmazsa olmazıdır yani. Hala Darwin düşmanlığı.. Adamın tek suçu bilim adamı olması.


  • Emine kardeşi yürekliliğinden ötürü kutluyorum. Evrimin din karşıtlığı sayılmaya başladığı bir ülkede böyle güzel bir makaleyi bizlerle paylaşmış. Allah ondan ve onun gibi yürekli müminlerden razı olsun.


  • Bence evrim teorisi diye bir şey yok. Bunu icat eden Darwin uydurmuş. Nereden anladınız derseniz. Hepsi el çizimi resimler. Fotoğraf göstersin. Gösteremez. Evrim teorisini ıspetlayacak fotoğraf yok.


  • Anlamayan ve anlamak istemeyenlere bir daha açıklayalım. Biz evrim derken ademoğlullarının evriminden değil ondan daha öncede yaşayan ve Kuran da insan suresinde de değinilen insan veya insanımsı varlıklardan bahsediyruz. Hatta yüce Allah insanı halife yapacağım dediğinde melekler kan dökücü bozguncu vahşi bir yaratığı mı halife yapacaksın demişlerdir. Demek ki ademoğulularından önce de insan türleri yaşamaktaydı işte Darwinin dediği bu türler içindir. Hz Ademe isimler öğretilmiş ve bir sıçrama yaşanmıştır. Şimdi su oksijen hidrojenden oluşur ama adı artık sudur. Fiziksel olarak nereden türendiğinin ne önemi var ki. Önemli olan türe ayırt edici özlelliğini kazandıran özelliklerdir. Yoksa Allah dışından bütün canlılar harekete değişime ve evrime tabidir. Ancak Allah müstesnadır o bu sürecin hakimi ve yöneticisi enerjisidir. Evren bir toz zerresinden yaratıldı denildiği zaman yok canım hep öyleydi bi andan oldu mu diyeceğiz. Allah katında bütün zamanlar aynı andadır. Ama biz varlıklar için bu değişimler bir süreç içinde cereyan eder ya da biz onu bir süreç ve zaman olarak anlarız olay bu kadar basittir. Ama Hz isa Allahın haşa oğludur tanrının kendisidir derseniz bunu kabul edemezsiniz işte Hiristiyanların evrimle ve bilimle derdi burdan başlar biz Müslümanların böle bir derdi yoktur. Biz materyalistler veya bir kısım evrimci gibi rastlantı ve tesadüf demiyoruz. Evrim Allahın yasası ve mucizesidir ve onun kontrolundedir diyoruz... Kuran da öyle diyor zaten. Doğrusunu Allah bilir...


  • Evet kendisinde hiç bir noksanlık bulunmayan, sonsuz kudret sahibi Allah, ol deyip yaratabileceği gibi aşama aşama da yaratabilir ve yaratıyor da. Kainatın yaratılışına bakın milyarlarca yıl süren bir aşamada yaratılmamış mı? Toprağa atılan buğday tohumunun buğday oluşuna bakın aşama aşama yaratılmıyor mu? Bazıları aşama aşama yaratmayı Allahın noksanlığı gibi algılıyor. Yanlış. Sonra zaman yaratılmışlar için vardır, Allah için zaman yoktur. Allahın 4-5 milyar yıl önce ol demesi ile bu gün arasında onun için bir fark yoktur. Bu zaman bizim içindir.


  • Evrim teorisi bilinmiyor, tıpkı Kuran'ın bilinmemesi gibi. Everim teorisinde rastlantı diye birşey yoktur. Buradan başlayın. Günümüz kaynaklarından istiyorsanız Richard Dawkins okuyun. Kör saatçi tükendi veya tükenmek üzere. Diğer kitaplarınıda elbette.


  • Muhterem hanımefendi; öncelikle ortadoksi İslamın kırmızı çizgisini geçtiniz, tabiki "recm"edilmeniz kaçınılmaz. Buna hazırlıklı olunuz, Sizden önce; muhterem Peren hanım efendi, 'Darwin ve siyonizim abartılıyor mu?' adlı iki güzel yazı yazdı, aynı taklidi grup onada saldırdı, Harun Yahya müstear isimli bir zatın kerameti kendinden menkul, Kuran'dışı akıl tutulması ile izah edilecek, sohbetlerine, "Ahir zaman" hiçbir akademik kuruluşun, cevap vermemesi komplo terorileri karşısında yeri göğü inleten aktivistlerin, resmi ideolojinin kudretli bürokratlarının, bu kadar müsahamahakar olması, herhalde elden giden dinin tek koruyucusu, Harun Yahya olduğu gerçeğinde olmasa gerek, evet Darwin ile alakalı en son sohbetin, Prof Saim Yeprem hocamın, Darwin'in neyi söylediği ile Darwin'in neyi söylemediğini anlattığı akademik sohbet sizi ve Peren hanımı teyid etmekte ancak ne gam sanki Darwin'in bir tek kendine ait yazılı eserini okuyarak, "Hayır yalan söylüyorsunuz bakın şu sahifede bu adam tanrıyı tanımıyor, ve insanın maymundan geldiğini yazıyor" demeleri gereken bu taklidi guruh, sanki Darwin olmazsa biz ne yaparız, savaşacak ve imanımızı tazeliyecek başka materyalimiz yok dercesine size hakaret edecekler. Onlarca İslam aliminin bu konudaki görüşlerini devre dışı bırakarak, şu yorumların indirgemeci bakış açısını görünce, atalarından gelen herşeyi "bilgi" olarak anbarına atan Kuran'ın tel'in ettiği guruha ne kadar benzediğimiz dahada belirginleşiyor. "Yahu gerçekten biz Darwin'i Harun Yahya türü 10nc sınıf aktarımcılardan öğrendik işin gerçeği ya böyle değilse" diyebilecek bir toplum inşası şuan için mümkün değil, kendinizi yormayın, selam ve hürmetler...


  • Darwin hiç değilse şantajcı bi cemaat kurmamıştır. Bu yönden bile gene iyi bizimkilerden.


  • Melekler ve cinlerin evrimini nasil acikliyorsunuz?


  • 1. TENKİT - "Doğa bilimleri, eldeki delillere dayanarak insanoğlunun ve diğer tüm mahlukatın geçirdiği biyolojik merhaleleri anlatır ve bir teori ortaya koyarlar; evrim teorisi." Doğa Bilimlerinden olan Paleontolojinin kayıtlarına göre insanoğlunun ve diğer mahlukatların biyolojik olarak merhalelerden geçmediği (evrim geçirmediği), on milyonlarca fosil kaydı tarafından ortaya konulmuştur. Bugün var olan türlerin milyonlarca yıl öncesinde de aynen (bugünkü halleriyle) var oldukları, sayısız fosil tarafından ortaya konulmuştur. TENKİT 2 - "Darwin, yaşadığı ortama en iyi şekilde uyum sağlayan türün yaşamaya devam ettiğini, bunu başaramayanların nesillerinin tükendiğini savunmuştur." Darwin'in söylediği bu olgu, zaten bilinen bir gerçektir. Önemli olan ise bu olgunun neticesinde kesinlikle "yeni (ve daha gelişmiş) bir türün" oluşmadığıdır. TENKİT 3 - "Adnan Oktar ve avanesinin..." Bir kişiye hakaret etmenin bu kadar ucuz bir yolu olmamalı, anılan kişiye bir yanıt verilmek ya da bu kişi tenkit edilmek isteniyorsa bu iş, ölçülü ve kanıtlarına dayandırılarak yapılmalıdır. Bu yorum yayınlansa da yayınlanmasa da tüm okurları ve yazarımızı tekrar düşünmeye davet ediyor saygılarımı sunuyorum.


  • Emine hanım, buradaki yorumlara bakarsanız evrim teorisini benimseyenler sizi alkışlıyor. Bakın yanlış anlaşılıyorsunuz. Darwini bu kadar savunuyorsunuz. Darwin bir Yahudidir. Onu neden bu kadar savunuyorsunuz Yahudiler çok mu masum? İlahi adalette temize neden çıksın?.. Siz hiç Ateist gençlerin evrim teorisine sarılarak Allahı inkar ettiğine şahid oldunuz mu? Ben çok şahit oldum. Sizin buradaki söylediklerinizin Ateist evrimcilikle ilgisi olmadığını ben anlıyorum ama bakın onlar anlamıyor. Onları küfür ve inkar bataklığına sürüklüyorsunuz. Darwini savunacağım derken onun teorisini sizin söylediğiniz anlamda anlamayanlara, Ateist görüşe çanak tutmuş oluyorsunuz. Adnan Hoca'nın mücadele ettiği Darwinizm Ateist Darwinizmdir. Darwin ateizmle özdeşleşmiştir. Onu temize çıkarmaya çalıştıkça ateizmi de temize çıkarıyorsunuz..


  • Aynen katılıyorum, Darwin yıllarını vermiş doğru veya yanlış bir teori ortaya atmış, bu konuda çok emek harcamış; Adnan Hoca ve ekibi bir anda doğru olup olmadığı belli olmayan bilgilerle kendilerince bu teoriyi çürüteceklerini sanıyorlar, üstelik adamın ne dediğine bakmadan, hiç bir bilimsel değeri de yok bana göre, eğer hakkatten bu teoriyi çürütmek istiyorlarsa, karşı bir teori ortaya atarsın ve bilim camiasında da itibar görür o zaman işini hakketten yapmış olurlar, da bunu yapabileceklerini sanmıyorum


  • Kuran nasıl evrimle bağdaşır? Akıl var mantık var. Evrim herşey tesadüfen olmuştur diyor, İslam ise herşeyi belirli bir düzen içinde Allah yaratmıştır diyor. Kaldı ki herşeyi Allah yaratmıştır demek bilimsellikten çıkmak demek değildir ki.. Biz herşeyin Allah tarafından yaratıldığını nasıl anlıyoruz? Tabiki yine bilime bakarak. O yüzden, İslamı evrimle bağdaştırmaya çalışmak oldukça mantıksızdır.


  • Aynen katılıyor ve tebrik ediyorum. Adnan Oktar ve ekibi hem çok cahil hem de çok saldırgan. Hiristiyanlar arası bir tartışmayı Müslümanlar arasına taşıyarak misyonerlere çalışıyolar sanki. Zaten İslam anlayışlarıda Hiristiyanlıktan çok etkilenmiş gibi mehdi gelecek mesih gelecek bütün dinler tek din olacak vs. Şaibeli paraları da cabası. Vahyin karşısında bu kadar dert varken kendine rakip olarak sosyalistleri evrimcileri vs alan bu zihniyetin parayla lüksle saltanatla arasının bu kadar iyi olmasıda ilginç. İslamı yaymak anlamında hayırlı hizmetleride var tabii ki filmlerle kitaplarla vs ama bu evrim Darwin vs tam bir kabus. Mevlana yüzyıllarca yıl önce madenden bitkiye bitkiden hayvana, hayvandan insana insandan muhammedi ruha doğru bir tekamülden söz eder o da mı evrimci materyalist yani. Evrim Allahın mucizesi ve yasasıdır. Her canlıyı sudan yarattık ayetinde onlarca ayette canlıların bir tekamül ve süreçle yaratıldığı anlatılır. Amam adanan oktar bunu kabul ederse Hiristiyanlarla yaptığı kutsal ittifak bozulcak tabii...


  • Emine hanim evrim oldugunu kabul ediyor yazilarindan anladigimiz kadariyla. Hatta yaratilis fikrini savunanlara karsi Dawkins'in Allahin hasa varligini curutmek icin cabaladigi videoyu da okurlarina gondermeye cekinmiyor. Peki kendisine soruyorum, 1- Husn-u zan kufre mi olur mumine mi? 2- Melekler ve cinlerin evrimi hakkinda bilgi verebilir mi?


  • Evrim teorisini bilmeyenler ve onu anlamayanlar asıl bu dine en büyük darbeyi vurmaktadırlar. Evrim prangaları çözmektir, muhkem zincirleri kırıp atmaktır. Hurafeyi yırtıp hakikata perdesiz yaklaşmaktır. Bin yıldır İslamı ve Müslümanları yerinde saydıran, batı karşısında bu utanç verici mağlubiyeti yaşatan gaz kafalı felsefeyi ve onun zincirlediği kafaları özgürlüğe kavuşturmaktır. Müminler öyle bir zindana sokulmuşlardırki, bu zindanın duvarları, kalaların surlarından daha muhkem, daha sert olarak çevrilidir. Müslümana ne kımıldayacak bir alan ve nede üretebileceği fikir dağarcığı bırakmaktadır. Azıcık sesi çıkanlar ise hemen külli kafir denilerek yakılmakta, İslamın kaidelerine karşı çıkanlar zümresine dahil edilmekte ve Allahın bahşettiği muazzam düzeni beğenmeyenler damgası yedirilerek toplumdan dışlandırılmakta, sürüm sürüm süründürülmektedir. Bu coğrafyada niye bir ilim adamı çıkmaz, niye bir aydın yetişmez, niye bir ekol üretilemeze evrime karşı çıkanların ve eleştirenlerinlerin cevabı yoktur. Kendi malları olduğunu iddia ettikleri İslamı, ilme ve akla, insana karşı bir silah kullananlar, Türkiye'de güçlenmeleri onların doğru yolda olduklarının değil, ülke insanın Allah tarafından hurafe bataklığında cezalandırılmasının bir işaretidir sadece. Biz Müslümanın sığınacağı iki adamız vardır. Biri imanın kaynağı Kuran diğeri ise özgürlüklerimize bize bahşeden, ufukta bir ışık gibi parlayan ve hakikat güneşlerinden biri olan Evrim adası. Bu parlayan güneş hiç sönmesin inşAllah. Allah onu nazarlarımızdan kaldırıp bizi cezalandırmasın. Yoksa Evrimi bıraktığımız gün bu ülke bitecektir. Hurafelere teslim olacağız. Evrim Müslümanların kurutulmuş çölündeki muhteşem saraydır, Tabiatın ve Sanatı Fihristei Rabbaniyenin ta kendisidir.


  • Evrim teorisi birçok nedenden dolayı hep öcü kabul ediliyor muhafazakar kesimde. Galileo ve Bruno gibi bilim adamları Ortaçağda hep yaşadı buna benzer tepkileri. Sırf bu yüzden bugün dahi en az 50 yıl geriden takip ediyoruz bilimi ve gelişmiş ülkeleri. Size, her ne kadar dünya görüşüm sizinle aynı olmasa da, bu teoriyi cesaretle anlattığınız için teşekkür ederim. Aydınlanma sizin gibi cesur insanlar sayesinde olacaktır. Biz kabul etsek de etmesek de genetik gibi birçok bilimsel alanda evrim teorisinin ilkeleri ile hareket edilip gelişmeler ortaya çıkarılıyor. Mesele bizim bu durumu kaç yıl daha halının altına süpürüp görmezden geleceğimizle ilgili. Böyle giderse "eller gider aya biz kalırız yaya" deyişi bir kez daha doğrulanacak. Benimsemiyorsanız da en azından doğru anlayın şu teoriyi arkadaşlar.


  • Bir bütün halinde materyalistlerin ileri gelenlerinin kurtarıcı gözü ile baktıkları Darwin ne mübarek adammış. Türlerin Kökeni Üzerine olan kitabı ne kutsal bir kitapmış. (Marks Engelse yazdığı mektupta Darwinin biyoloji çıkmazını nasıl materyalizm lehine yorumladığını çok güzel anlatır). Ben Darwin'e küfr edelim demiyorum, ancak materyalist düşünceye hizmet üzerine şekillenmiş bir teoriyi savunmaya da soyunmayalım. Kaldı ki, İslam ve Materyalizm aynı şeyden söz etseler bile farklı cümlelerle söz ederler. Sayın yazar beni Allaha havale edin. Ama materyalistlerin biyoloji çıkmazını aşmaya çalışan bir adamı bana kutsamaya çalışmayın.