Ekşi Sözlük, Wikipedia

Acaba böyle bir çalışma yapan oldu mu; bilmiyorum. Ama, birileri çıkıp, doktora seviyesinde, Ekşi Sözlük ile Wikipedia'nın --bulundukları toplumlar açısından-- yerini, ortaya çıkş karakteristiklerini, revaç ve rağbet bulmalarının sebeplerini bir incelese, çok ilginç sonuçlar çıkabilir ortaya.

Ve, yok yok, çıkacak sonuçların bizim kronik aşağılık kompleksimizi teyid etmesi de gerekmiyor. Hatta bence tersi bile olur; tersi değilse bile alâkası olmadığını bulacağımızı sanıyorum.

Wikipedia'yı oldukça sık kullanan birisi olarak, benim gördüğüm şey, Wikipedia'nın esasen bir Internet ansiklopedisi olduğudur. Bu böyledir de, bence ilginç olan o değildir; ilginç olan katılımcıların da bir tür disiplinle bu yolda gayret götermekte oluşlarıdır.

Tabii ki, Wikipedia faydalıdır. Faydalıdır, ama, ansiklopedik anlamda faydalı. Aklınıza gelen soruya, Wikipedia'da varsa, iyi kötü bir cevap bulabilirsiniz. Azıcık soğuk ve yavan bir bilimsellik sanitasyonundan geçmiş olduğu da barizdir.

Buna karşılık, Ekşi Sözlük daha farklı. O da içinde arama yaptığınız zaman bulacağınız maddelerle dolu. Dolu da, amacı maddi delil gibi bir yerlere takdim edeceğiniz türden kuru yavan şeylerle değil. Aksine, muğlak ve müphem denebilecek çok şey içerir. Menfi anlamda 'muğlak ve müphem' kasdetmiyorum; teyidi (sağlaması) zor olan anekdotlar, herkese herzaman uymasını beklemeyeceğiniz espriler ve bunların hepsini bir araya getirdğinizde de 'bilgi'.. fakat daha farklı bir 'bilgi'.

Buraya nereden geldiğimi söyleyeyim, gerçi çok da önemli değil, çünkü bu söyleyeceklerim epeyi zamandır aklımın bir köşesinde duruyordu..

Şuradan geldim:

Bir şarkı vardır, bilirsiniz, 'Sen kimseyi sevemezsin, sevmeyeceksin'.. her nereden aklıma takıldıysa bu şarkı çalmağa başladı kafamda.. Ama, aniden de 'yahu, sözleri bu kadar ağır olan bir şarkıyı acaba kim, kimin için ve ne sebeple yazmış olabilir?' sorusu da peydahlandı..

Google'da bir arayayım dedim; çıkan ilk 3 link sadece reklam amaçlı ve benim için anlamlı olmayan şeylerdi. Dördündüsü de Ekşi Sözlük.. yani, şurası. Bu başlık altında toplam 13 alt-madde yazılmış, kimi kısa kimi eh boyutlarında.

Bestecisinin Kâmuran Yarkın olduğunu öğreniyoruz. O kadar. Yani, nerede doğmuş, başak neler yapmış hakkında hiç bir şey yok. Merak edenler için o ayrı bir arama-bulma faaliyeti olsun istenmiş sanki [ve, ilgiçtir ki, bundan başka işe yarar bir bilgi de bulamadım].

Fakat, başka herhangi bir yerde hiç de kolay bulamayacağınız bir şey var, 11.ci maddede: Şarkının hazin hikayesi. Kısa olduğu için buraya alıyorum.

Bu şarkının söz yazarı ve bestecisi olan Kâmuran Yarkın'ın çok sevdiği, ikisi de doktor olan arkadaşlarından, erkek olanı, kendisine birgün, kendi içinde saklı olanları anlatmaya başlar:

"Bilirsin biz birbirimizi çok severdik Kâmuran, hayat bu işte.. Ben felç oldum.. Karım bana, doktor olması hasebiyle, ilk yıllarda çok iyi baktı, yardımlarını esirgemedi.. Tabii, ilerleyen yıllarda belki kendisine zor gelmiş olacak ki bana ilgisi azalmaya, hatta neredeyse ilgisiz olmaya ve benimle ilgilenmeyi bırak varlığım da ona fazla gelmeye başladı.. Sonrasında ise öğrendim ki, bir de sevgili bulmuş.."

Bu sözlerin kendisine çok koyduğu üzre, Kâmuran Yarkın, çok sevdiği, arkadaşı olan bayan doktor'a ithafen:

"sen kimseyi sevemezsin sevmeyeceksin... rüzgârların önünde kuru bir yaprak gibi sürüklenecek... sürükleneceksin...

şefkat nedir, aşk nedir? ömrünce bunu bilmeyeceksin... rüzgârların önünde kuru bir yaprak gibi... sürüklenecek... sürükleneceksin."

demiştir..

Şimdi.. evet, bu şarkının bu hikayesini başka bir yerde zor bulursunuz, ve doğru olup olmadığını da çok zor teyid edebilirsiniz.. O maddeyi yazan bunu uydurmadıysa (ki, uydurmak için ne sebebi olabilir), bu bir anonim kültür unsurudur artık.

Yani, sözlü anlatımın, yine ve ancak sözlü anlatım kadar disiplinli olduğu bir tarzın ürünüdür Ekşi Sözlük. Okuyanını da, yazanını da fazla kasmaz, sıkmaz.

Ve, evet, burasıdır bence en önemli fark: Ekşi Sözlük, okuyanı da, yazanı da fazla kasmaz, sıkmaz. Wikipedia ise öyle değildir, daha büyük 'abi'lerine özenir; hem kasıntı tarafı vardır, hem de sıkıcı tarafı.

Tabii bu dediklerimi bizim genel bakışımızı yansıtmak açısından söylüyorum. Biz, nedense, pek öyle fazla disipline, ciddiyete gelemeyiz. Gam, kasavet, keder bizi sıkmaz, ama ciddiyet öldürür..

Biz böyleyiz ve Ekşi Sözlük bu fay hattını çok iyi yakalamış bir örnektir.

Ekşi Sözlük'ü kimin ne zaman hangi yaratıcı sapıklıkla :) hazırladığını çok da araştırmadım, [aramadım degil, bulduklarımdan pek bir şey anlamadım demek istiyorum :) ] ama bizi en iyi temsil eden ve kurumsallaşmış bir şeyin ortaya çıktığa da ortada..

Esnekliği ilk bakışta tedirgin edici tabii.. tıpkı aşağı yukarı sadece bizde olan dolmuş 'sistemi' gibi.. Sistem oluşu da kendinden olan bir sistem. Demiryolları --şu veya bu sebeple-- olamadı, onun yerine dolmuş sistemimiz oldu. Kendiliğinden organize olan bir sistem gibi.

Internet'in omurgasını ABD'de askeri amaçlar için araştıranların bizdeki dolmuş sistemine baktıklarını hiç sanmıyorum, ama eskiden dudak büktüğümüz dolmuş sistemimiz de artık Internet sayesinde makbul bir eşdeğere kavuştu. Tek farkı, Internet bizdeki dolmuşlardan daha yeni.. Dolmuş sistemi de, ülke baştan başa tahrip olmazsa savaşlara en dayanıklı sistem olacak bence :)

Neyse. Ekşi Sözlük'e tekrar geri döneyim. Her kimler katkıda bulunduysa teşekkür etmek isterim. Keşke daha organize olsa, daha doğru dürüst yazılsa dediğim olmuyor değil; ama o zaman bellki de hiç olmazdı..

Şimdi, bunu söylediğim zaman bana kızacak ilgili sitenin sahipleri, ama azar azar da olsa Ekşi Sözlük sitesinin bir kopyasını kendi makinama kaydedeceğim --yani 'rip edeceğim--, öyle bir şeyin birden fazla yerde yedeğinin olması gerekiyor çünkü :)

Bu kadar şey söyleyip yazının yazılmasına sebep olan şarkıyı es geçmek olmazdı. Görüntülü de olsun derseniz, aşağıda Derya Koç tarafından icra edilen bir örneği var. Hiç de fena sayılmaz.

Klasik sayılabilecek birilerinden dinlemek isterseniz, Zeki Müren'den dinlemek isterseniz bu linkte bulabilirsiniz.

Tabii, 'Sen Kimseyi Sevemezsin, Sevmeyeceksin' sizi çok da açmıyor olabilir, o zaman belki 'Sevemez Kimse Seni Benim Sevdiğim Kadar' ya da başka bir şey de dinleyebilirsiniz.

Bu benim mırıldandığım mı desem, kulağımda çınlıyor mu desem, takılıp kaldığım parçaydı. Sizin havanıza karışmış olmak ne haddime :)

Yaw, yazıyı yazdım bitirdim, hala daha böyle şarkıları kim niçin yazar sorusunun cevabını tam olarak çıkarabilmiş değilim...

Ekşi Sözlük'çüleri göreve davet ediyorum :)

[sonradan ekleme: bi dakka yaw.. kaç kisi çikiyo böyle çengili çomakli yazi yaziyo Ek$i Sözlük hakkinda.. sirf bu yazi ile onlara onyüzmilyonbin hit gitmistir. artik birisi de çikip oraya adam gibi bir Muzmin Anonim sayfasi ekler herhal.. bu millet sevdiklerini vatanin bagrina basar.. bilirim..]