Lancet Raporu...
Bu konuda daha önce ben de 'Altı Beş Dört Dokuz Altı Beş' başlıklı bir yazı yazmıştım, ama, tabii ki, aynı şey olması mümkün değil. Ben Iraklı değilim, Irak'ta da yaşıyor değilim.
Halen Irak'ta yaşayan bir hanımın Baghdad Burning isimli (Bağdat Yanıyor, ve Bağdat Yakıyor anlamlarına gelir) blogunda 18 Ekim 2006'da yayınladığı İngilizce yazıdan tercüme edilmiştir.
Tercüme bir yeminli tercüman elinden çıkma değildir. Aslına sadık kalmağa çalıştım, ama, en doğrusunu ben yaparım iddiam da hiç olmadı.
Not: Orinal metni yukarıdaki linkten okuyabileceğiniz gibi, bir kopyası bu yazının yorumlar kısmında ilk yorum olarak mevcuttur.Blog yazmaktan en uzun uzak kalışım budur. Bir çok sebep sayabilirim ama bunların başlıcası, Irak ve buradaki durum hakkında yazmak arzum her depreştiğinde, benim ya da diğer Iraklıların kelimelere dökemeyeceği o ümitsizliğin içime dolmasıydı..
Güya uzmanlar, anazliciler veya siyasetçiler tarafından yazılmış makaleleri okumak için Internete bağlanmak şu anda çok zor geliyor. Lâfta tarafsız olmağa çalışan bir duygusuzluk ve umursamazlıkla yazdıkları şeyler benim Fildişi Sahili hakkında yazabileceklerime benziyor..
Amerikalı siyasetçilerin dediklerini duymak daha da beter. Dedikleri şeyler, durumu sürekli inkâr eden Bush aptalı ile savaşı ve ardından gelen karmaşayı kendi çıkarlarına kullanmak isteyen fırsatçılar arasında bir yerlere düşüyor.
Bunların içinde de, en dayanılmaz olanı Lancet Journal tarafından yayınlanan ve savaştan beri Irak'ta 600,000 kişinin öldürüldüğüne hükmeden rapor..
Bunu okumak demek, benim için, karmaşık duygular demek. Mâkul bir sayı, ama keşke yanlış olsa..
Fakat.. kime inanacaksın? Kime inanacaksın? Amerikan siyasetçilerine mi.. ya da güvenilir bilimsel metodlar kullanan muteber bilim adamlarına mı?
Tepkiler de beklendiği gibiydi –savaş yanlıları bu rakkamın saçma olduğunu iddia ettiler çünkü hiç kimse 600,000 kişinin (ölenler çılgın Iraklılar olsalar da) ölümüne yol açan bir şeyi desteklemiş duruma düşmek istemez; herhalde yani.
Böyle bir rakkamın doğru olduğunu itirâf etmek, aşağı yukarı bir tsunamiye veya 9 şiddetinde bir depreme onay vermek, ya da gelişmekte olan bir ülkenin bir super güç tarafından işgaline arka çıkmak anlamına gelebilirdi.. de.. bir dakika.. bu sonuncusu zaten olmadı mı?
Rakkam gerçekten çok mu abartılı? Her ay binlerce Iraklının öldüğü gerçeği ortada; bunu inkâr etmek mümkün değil. Ve, evet, hepsi de savaşın doğrudan sonuçları yüzünden ölüyorlar (sizi aksine ikna etmeğe çalışacak olan savaş taraftarları ve kuklaların iddialarının aksine, burada mutluluktan ölen pek yok).
Amerikalı siyasetçilerin ve askeri personelinin, aptala yatmak ve morgdaki cesetlerin sayısı ve resmi istatistikler hakkında konuşmaları da yeni bir taktik olsa gerek. Fakat, her Iraklının pekâlâ bildiği üzere, her ölüm resmi makamlara bildirilmiyor.
Irak Sağlık Bakanlığından ya da başka herhangi bir resmi makamdan itimâd edilebilir bir rakkam almak da, aşağı yukarı, George Bush'tan tutarlı ve dil kurallarına uygun bir cümle duymak kadar zor –hele de Bakanlığın doğru rakkam yayınlamasının yasaklanmış olduğunu da dikkate alırsak..
Şimdiye kadar tanıdığım Iraklılar arasından, bu rakkamın saçma sayılacak kadar yüksek olduğu ayaklarına yatanlar sadece ya durumdan bihaber yurtdışındaki savaş yanlısı Iraklılar, ya da ülke içinde olup savaştan doğrudan doğruya nimetlenenler (yani Amerikan Doları), veya Yeşil Bölgede yaşayanlar..
Karmaşa ve imkânların yokluğu yüzünden ahali morga ya da hastaneye gidemeden gömülüyor. Samara ve Felluce'de, Amerikan askerî saldırısı sırasında, kurbanlar evlerin bahçelerine ya da toplu mezarlara gömüldüler –yoksa bunlar da unutulup gidenlerden?
Son üç sene içinde, birinci ya da ikinci dereceden bir yakınını şiddet kaynaklı bir sonla kaybetmeyen bir tek aile bilmiyoruz biz. Adam kaçırmalar, milisler, mezhep kavgaları, intikam katlleri, suikastler, araç bombaları, intihar bombacıları, ölüm mangaları, Amerikalıların askerî saldırıları, Iraklıların askerî saldırıları, aşırı uçlar, silahlı soygunlar, tutuklamalar, infâzlar, gizli hapishaneler, esrarengiz silahlar.. Ölmek için enva-i çeşit bunca yol varken, bu sayı hala da çok mu abartılı?
2003 senesinden beri, bir matemin süresi çıkmadan bir başka akrabasını kaybedip yeniden geri sayım başlatan ve bu yüzden de siyâh matem elbisesini sırtından hiç çıkartmamış Iraklı kadınlar var.
Diyelim ki, 600,000 küsur rakkamı tamamen yanlış ve raporda yer alan en düşük rakkam, 400,000 doğru. Bu daha mı iyi?
Savaştan önce Bush yönetimi, 24 sene içinde, Saddam'ın 300,000 Iraklıyı öldürdüğünü tekrarladı durdu. Lancet Raporundan sonra, 300,000 rakkamı çok mütevazı ve uysal duruyor. Bush'u ve avinesini tebrik ederim!
Savaşın doğrudan sebep olduğu ölümlerle ilgili 'resmi rakkamlar'ın gerçek rakkamdan çok daha düşük olduğunu herkes biliyor (evet, siz savaş yanlısı şahinler, o yok denecek kadar ufacık kalbinizde bunu siz de biliyorsunuz). Bu rapor, bugüne kadar yayınlananlar arasında gerçeğe belki de en yakın olanı.
Orası öyle de.. Amerikan askerî kayıplarından ne haber? Bu konuda kim ne zaman bir rapor hazırlayacak?
Bush yönetiminin ölen Iraklıların sayısında bu denli âteşin yalanlar söylediğine bakıp, ölen Amerikalıların sayısı sözkonusu olduğunda ne derece yalan dediğini sadece tahâyyül edebiliriz.