Şu bizim vefakar Morris...

Aşağıya alıntılanan yazıya T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü sitesinde rastladım. Vakıflar'ın kısıtlı bütçesi yüzünden bu yazının bulunduğu topu topu iki adet sayfayı elle yazacak kimse mevcut olmadığından, sayfaları tarayıp siteye koymuşlar; sağolsunlar.

Neyse, yazı da Kırmızı Çizgi Dergisi'nden iktibas (01-04-2006 tarihli sayı), ama boşuna tıklamayın. Kırmızı Çizgi henüz İnternet'te pek varlık göstermiyor.

O kadar da önemli değil, Vakıflar Genel Müdürü'nü reklam etmek amacıyla yazıldığı buram buram aşikar olan yazının metni aşağıda:

Dünyanın en büyük şirketlerinden Philip Morris, Türk insanının vakıf kültürünü Amerika'ya taşıdı.

Philip Morris'in kurucusu Morris'in, Manisa'ya düşkünlüğü nereden geliyor

Dünya sigara devi Philip Morris'in kurucusu Morris Şinasi'nin, küçük yaşta yakalandığı öldürücü bir hastalık olan kuşpalazından, Manisa'daki bir vakıftan alınan maddi destek sayesinde kurtulduğu ortaya çıktı.

Vakfın, kendisine gösterdiği şefkati hiç unutmayan Morris Şinasi, büyük bir vefa örneği sergileyerek Manisa'ya çocuk hastanesi kurdurmuş. Her yıl, bu hastanenin masraflarının karşılanması için de, 33 bin dolar yardım yapılmasını vasiyet etmiş.

Genç yaşta Amerika'ya giderek dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Philip Morris'i kuran Manisa'dan aldığı bu yardımı hiç bir zaman aklından çıkarmamış, Amerika'da bir vakıf kuran Şinasi, Manisa'ya da bir çocuk hastanesi inşa etmiş. Morris'in bu davranışı, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, vakıf kültürünün günümüz gençliğine anlatılamsı için örnek göterilecek.

Morris Şinasi'nin hikayesi de vakıf kültürüne önemli bir örnek teşkil ediyor.Morris Şinasi'nin ilginç hayat hikayesi şöyle: Endülüs'ten kaçarak Manisa'ya yerleşen Sefarad kökenli Yahudi bir ailenin çocuğu olan Morris, küçükken öldürücü bir hastalık olan kuşpalazına yakalandı. Şinasi adlı bir doktor, bir yardım vakfından aldığı maddi yardımla Morris'i iyileştirdi. Bundan sonra, aile, hem doktora hem de hem de vakfa olan minnetini göstermek için, Morris'in adına Şinasi adını da ekledi. 25 yaşında Amerika'ya göç eden Morris, Anadolu topraklarından aldığı yardımı hiç bir zaman unutmadı.

Morris Şinasi, Philip adlı arkadaşı ile birlikte bugün dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Philip Morris'i kurdu. Amerika'da, Manisa'daki gibi yardım amaçlı bir vakıf kurarak, yardıma muhtaç insanların ihtiyaçlarının karşılanmasını amaçladı. 1928 yılında hayata gözlerini yuman Morris, bıraktığı vasiyette, biri Manisa, diğeri de Amerika Birleşik Devleri'nde olmak üzere, iki çocuk hastanesinin kurulmasını istedi. Bu vasiyeti 1933'te yerine getirilerek, Manisa'da Morris Şinasi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi kuruldu. Ayrıca, hastane masraflarında kullanılmak amacıyla, Amerika'daki vakıf tarafından tahis edilen 33 bin Dolarlık yardım bugüne kadar düzenli olarak ödendi.

Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, bu tür örnekleri çoğaltmanın mümkün olduğunu belirterek, Osmanlı topraklarında doğan vakıf medeniyetinin dünyaya yayıldığını söyledi. Morris Şinasi örneğinin de bunlardan biri olduğunu anlatan Yusuf Beyazıt, 2006'nın Vakıf Medeniyet Yılı olarak kutlanmasının bu noktada önemli olduğunu kaydetti. Günümüzde vakıfların işlevlerinin tam olarak anlaşılmadığına işaret eden Beyazıt, bu tür örnekleri çoğaltarak, günümüz gençliği ve sonraki nesillere vakıf kültürünü anlatmanın mümkün olduğunu dile getirdi.

Bu yazıdan alınacak çok ders var. Bir tanesi yazıyı kaleme alan için: Luzumsuz tekrarlar okumağı güçleştirir. Ayrıca, yazmadan önce ince ayrıntıları da tutturmak iyi olurdu; mesela hastanenin tam adı gibi. 'Manisa Morris Şinasi Milletlerarası Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi' tam adıdır.

Başka dersler de var. Ama, azıcık daha detaylı ve biraz daha duygusal bir anlatımla yazılmış jonturk.com'dan bir başka yazıyı alıntılasak fena olmaz herhalde. Yazıyı bir Dr. Kadri Ulman da, sağolsun, İngilizceye aktarmış –yoksa tersi midir; bilemiyorum, aralarında pazar şartlarının getirdiği önemsiz farklar var.

Endülüs'ten kaçarak Ege'ye Manisa'ya yerleşen Sefarad kökenli Yahudi bir ailenin çocuğuydu Moris. 1855 yılında Manisa'da doğmuştu. Fakir bir ailenin çocuğuydu. 9 yaşında yakalandığı ve o yıllarda öldürücü bir hastalık olan kuşpalazından Şinasi adlı bir hekimin çabaları ile kurtulduğu için ailesi ismine Şinasi adını da eklemişti.

Genç Moris Şinasi, önceleri Yahudi mezarlığında bekçilik yapmış, ama okur-yazar olmadığı anlaşılınca işten çıkarılmıştı. Daha sonra bir tütün tüccarının yanına çalışmaya başlamıştı. Çalışkanlığı ile kısa sürede patronunun gözüne girmişti. 21 yaşında yanında çalıştığı tütün tüccarının Iskenderiye kentindeki bürosunun başına geçti Moris Şinasi.

Tütün ve sigarakonusunda edindiği tecrübe ile kısa sürede tanınan bir tüccar oldu. 25 yaşında Amerika'ya göç eden Moris Şinasi, Manisa'dan getirttiği tütünleri Amerika'da pazarlayarak ticarete devam etti.

İnce kıyılmış tütünden hazırlanan sarma sigaraların kullanıldığı o yıllarda, otomatik sigara sarma ve paketleme makinesini geliştirip patentini aldı. Moris Şinasi’nin ünlü sigara üreticisi Philip Morris’in kuruluşunda da önemli bir rol oynadığı söylenir.

Moris Şinasi Ege'yi ve Manisa'yı unutmamıştı. Salgın hastalıklardan ölen çocukları ve hüzünlü ailelerini de unutamıyordu. O yıllarda çocuk ölümlerine neden olan difteri, boğmaca gibi çocukluk çağı hastalıkları ile mücadele için servetinin bir kısmını doğup büyüdüğü, hastalığında bakıldığı Manisa'ya vakfetti. Kurduğu vakıf Manisa'da zamanın en ileri teknolojisi ile çocuk hastalıkları hastanesi inşa ederek faaliyete geçirdi.

1928 yılında ölen Moris Şinasi ne yazık ki hastanenin faaliyete geçtiğini görememiştir. Günümüzde de Ege bölgesinin sayılı çocuk hastalıkları hastanelerinden olan Moris Şinasi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Sağlık Bakanlığı’na bağlı olarak çalışmaktadır.

Moris Şinasi'nin hastane için kurduğu vakıf hastanenin işletme giderlerine katkıda bulunarak bugün de faaliyetini sürdürmektedir.

Diğerleri gibi bir Anadolu Yahudisiydi Moris Şinasi. Bir Anadolu insanıydı. 500 yıl önce engizisyondan kaçarak kendilerine kucak açan Anadolu hoşgörüsüne sığınmış, Anadolu insanı olarak yaşamış ve ölmüştü.

Günümüzde de birlikte yaşadığımız ancak gayrimüslim diyerek, azınlık diyerek biraz ayırdığımız, ötelediğimiz insanlardan biriydi Moris Şinasi. Anadolu hoşgörüsünü tanımış, benimsemişti. Etnik kimlikleri ne Olursa olsun çocuklar ölmesin, aileler üzülmesin diye çabalayan vefakâr Anadolu insanlarından biriydi Moris Şinasi...

O, bu toprağın insanıydı...

Bu yazı, 15. Kasım 2003 günü Istanbul'da kanlı Sinagog eylemlerinde ölenlerin anısına ithaf olunmuştur.

Burada da hastanenin (ve daha da beteri bu toprağın insanı adamcağızın) ismini yanlış yazmışlar –ama bunlara artık takmayacağım; kimsenin de taktığını sanmıyorum.

Bütün bu güzel hikayenin yere bastığı bir nokta vardır diye büyük umutlarla araştırdım. İlk yaptığım da, Philip Morris'in sitesine bakmak oldu. Aksiliğe bakın ki, Philip Morris'in hem Philip'le hem de Morris'le ilişkisi taa 1894 senesinde kopmuş. Bu tarihte şirketi William Curtis Thomson ve ailesi satın almış... Daha da kötüsü, Philip Morris şirketinin temelleri 1847 senesinde atılmış –yani, bizim Morris Şinasi efendinin 1855'teki doğumundan tam 8, ya da Amerika'ya göçedip Philip Morris sirketinin kurulmasına yardım ettiği (!) tarihten 33 sene önce...

500.cü Yıl [*] anısına sağda solda anlatılmış olan bu acıklı vefa hikayesinin muhakkak aslı vardır –öyle ya, bir defalığına hayatını kurtardığımız birisininin her sene bizim bir hastanemize cem'an 33 bin dolar ödediği ve koskoaca 'Manisa Morris Şinasi Milletlerarası Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi' de hayal ürünü değil ya.. Bunu Vakıflar Genel Müdürü muhakkak ve mutlaka bizzat araştırmıştır. Eksik iş yapmazlar çünkü.

Yapmazlar da, Büyüklere Masallar diyerek işin aslının bambaşka birşey olduğunu söylemek isteyen münafıklar mı var acaba?.. Ve, şimdi ben de bütün bunları yazarak onlardan birisi mi oldum?

Gel de çık işin içinden... [*] Bu arada, MuseviCemaati.com'un nasıl oluyor da 500 senedir Türkçe öğrenmeksizin bu ülkede yaşayageldiğini de pek anlayabilmis değilim; ama, bu apayrı bir konu.