En büyük eşkıyâ

Vakti zamanında son derece zengin bir adamın çok haylaz bir oğlu varmış. Uğraşmış didinmiş ama, oglunu bir türlü mücadeleci bir insan haline getirememiş; ve ölümünde, vasiyetinden şöyle bir (ve tek) madde çıkmış:

Bütün mallarımın yarısını oğluma bırakıyorum, ama bir tek şartla: Diger yarısını da karşılıksız olarak Memalik-i Osmani'nin en büyük eşkıyâsına verecektir. Bunu kendi elleriyle ve bizzat yapacaktır, aksi halde tek kuruş alamaz..

Bunu görünce oğlan –mecburen– yollara düsmüş.. Önce Bolu'ya gitmiş, dağa çıkıp Köröğlu'nu bulmuş ve durumu anlatmış..

Köröğlu:

Beyzadem, demiş, benim ismim her ne kadar eşkıyâya çıkmışsa da, ben haddimi bilirim; benden daha büyük Kiziroglu var. Sen en iyisi git onu bul..

Oğlan tekrar yollara revan.. gitmiş Kiziroğlu'nu bulmuş.. Ama, Kiziroglu da benzer bir şekilde onu bir baskasına göndermis.., bir başkası bir başkasına.. derken sonunda Çapanoğlu'na kadar gitmiş.. Zaten, o vakte kadar memleketteki bütün eşkıyâyla da tanısmış oldugu için, artık Çapanoğlu'ndan daha büyük eşkıyâ olmayacağına kesin kanaat da getirmiş..

Neyse,

Varmış Çapanoğlu'nun yanına.. adama derdini anlatmış.. Çapanoğlu, herşeye ragmen, acımış onun bu haline; ve

Keşke en başta bana gelseydin, hiç bu kadar yorulmazdın; ben sana bu memleketin tarih boyunca gördüğü en büyük eşkıyânın kim ve nerede olduğunu hemen söylerdim.

demiş..

Oglan merak içinde bekliyor.. başka hangi dağ kaldı diye..

Çapanoglu devam etmiş:

Sen git Kayseri Kadısını bir gör o senin işini halleder.. O hepimizin tartışmasız en büyüğüdür..

Oğlan varmış Kayseri'ye, kadının huzuruna çıkmış derdini anlatmış, vasiyeti gostermiş.. Fakat, Kadı:

Bu işler öyle kolay degil; ben bir kanun adamıyım.. Senden böyle bir şeyi karşılıksız alamam.

deyince, oğlan beyninden vurulmuşa döner.. çünkü karşılıgında bir sey alırsa bu vasiyete aykırı...

Herneyse,

Kadı devam etmiş:

Ama, şöyle yapabiliriz: Benim Kayseri taşrasında binlerce dönüm boş arazim var; yakında da kış geliyor.. Şimdi seninle bir mukavele yapalım; o arazilere yağan karları ben sana satmış olayım.. sen de Istanbul'a dön git, yaz gelince karlar eriyip gidecegi için vasiyet yerine gelir. Vasiyetin yarısı en geç Mayısta senin olur..

Mukavele yapılmış, ve oğlan sevinç içinde İstanbul'a döner.. Gözleri yollarda, bekliyor ki kış gelsin ve Kayseri'den kar haberleri duysun.. Neyse kış da gelmis..

Ocak aylarında haberler gelmeğe başlamıs ki, Kayseri, son bilmem kaç senedir görülen en yoğun kar yağışını yaşıyor..

Sonra da yolların kapandıgı haberleri gelmiş. Oğlan dörtköşe..

Aradan bir ay gecmiş, yollar açılır gibi olmuş; ve Kayseri'den Kadı'dan bir mahkeme ilâmı gelmis:

... tarihinde .... ile yapmış olduğunuz mukavele çerçevesinde satın almış olduğunuz ..... arazilerin üzerindeki karları tahmil ve tahliye etmediginiz, verilen bütün ilanlara karşılık mahkemeye de gelmediginizden dolayı duruşma vicahi yapılmış ve aleyhinize acılmış olan dava sonucunda ..... altın tazminat ödemeniz karara bağlanmıstır..

Tesadüf bu ya, tazminat miktarı da servetin geri kalan kısmı kadarmış..