İlginç ilginç şeyler oluyor...

Zaman gazetesi. 16 Haziran 2007. Ali H. Aslan -- Washington - Ankara

Karanlık senaryolara sert tepki

Türkiye, 22 Temmuz seçimlerine kilitlenirken Amerika'daki bir düşünce kuruluşunda yapılan gizli toplantıda ele alınan senaryolar sert tepkiyle karşılandı.

İddialara göre, Bush yönetimi yanlısı Hudson Enstitüsü'nde çarşamba günü yapılan basına kapalı toplantıya, bazı Türk askerî yetkililer ve sivil uzmanlar katıldı.

'Beyin jimnastiği' toplantısında, Anayasa Mahkemesi Başkanı'na suikast, PKK'nın İstanbul'da onlarca kişinin ölümüyle sonuçlanacak bir saldırısı ve Kuzey Irak operasyonu gibi senaryolar masaya yatırıldı.

Toplantıya yakın kaynaklardan alınan bilgilere göre, Türk katılımcılardan biri ya da ikisi, şu aşamada K.Irak'taki bazı PKK'lı liderlerin ABD tarafından yakalanıp Türkiye'ye teslim edilmesi ihtimaline karşı çıktı.

Gerekçe olarak da, 'bunun seçimlerde AKP'ye destek olarak algılanacağı' gösterildi. Ancak ABD'li katılımcıların çoğu toplantının başında ortaya atılan senaryonun kötü olduğunu söyledi ve fikir beyan etmek istemedi.

Senaryolara en sert tepki ABD yönetiminden gelirken, Dışişleri Bakanlığı üst düzey yetkilisi Matt Bryza, konuşulanları 'çılgınca' olarak nitelendirdi.

Emekli Büyükelçi Nüzhet Kandemir, "Belli ki, ABD'deki yönetimin zihninde böyle olaylar olabilir mi gibi soru işaretleri var." dedi.

Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ise Türkiye ile ilgili daha çok senaryo duyulacağının altını çizdi.

Karanlık senaryoların ele alındığı toplantı, Washington'ı ziyaret eden Egemen Bağış başkanlığındaki AK Parti heyetinin Türk büyükelçiliğindeki basın açıklaması sırasında ortaya çıktı.

Olay, BBC ve Anadolu Ajansı tarafından da dünya kamuoyuna duyuruldu.

Gazeteci Hasan Mesut Hazar, söz konusu iddiaları hatırlattıktan sonra Egemen Bağış'ın değerlendirmesini sordu.

Bağış, "Değil üst düzey bir yargıcımızın, herhangi bir Türk vatandaşının hayatına kastedilmesini senaryonun bir parçası, başlangıç noktası olarak kabul eden her türlü girişimi ben kınıyorum. Demokrasi olduğunu iddia eden bir ülkede böyle bir şeyler yapmaya kalkışanları da ayıplıyorum." karşılığını verdi.

Gazeteci Yasemin Çongar da söz konusu toplantıda, birtakım uzman ve yetkililerin ABD'nin seçim öncesi PKK liderlerini Türkiye'ye teslim etmemesi gerektiğine ilişkin görüşlerini hatırlattı.

Bunun üzerine Bağış şöyle konuştu: "Türkiye'de bizim yarbaylarımız, binbaşılarımız, yüzbaşılarımız, askerlerimiz, sivil vatandaşlarımız hayatlarını kaybederken, Türkiye'deki birtakım siyaset beklentileri uğruna 'bu can kayıpları devam etsin biraz bekleyelim' şeklindeki yaklaşımlarını iğrenç buluyorum. Şiddetle kınıyorum. Bunlar siyaset üstü, vatan hainliğiyle eşdeğerde yaklaşımlardır. Türkiye'deki siyaseti etkiler düşüncesiyle bizim PKK terörüne şehit vermeye devam etmemizi savunanlar varsa onlar haindir."

Zaman'ın edindiği bilgiye göre Hudson Enstitüsü'ndeki kapalı toplantıya Genelkurmay'a bağlı Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi SAREM'in Direktörü Tuğgeneral Suha Tanyeri, Washington'daki askerî ataşe Tuğgeneral Bertan Nogaylaroğlu, SAREM'den diğer bazı yetkililer ile Hudson Enstitüsü Türkiye uzmanı Zeyno Baran katıldı.

Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'nden yetkililer, enstitüde bir toplantı yapılacağını duyduklarını; ancak davetli olmadıklarını ve hiçbir Türk diplomatın katılmadığını söyledi.

Toplantıya yakın kaynaklardan alınan bilgilere göre, birçok Amerikalı katılımcı daha toplantının başlarında ortaya atılan senaryonun çok kötü olduğunu söyleyerek, bahsedilen ihtimallerle ilgili fikir beyan etmek istemedi.

Daha sonra konuşmalar çoğunlukla senaryo dışı bağlamda cereyan etti. Katılımcılara fikrî hazırlık için önceden dağıtılan senaryonun kimlerce hazırlandığı netlik kazanmadı.

Ancak Washington'da yaygın olan bu tür zihinsel egzersiz toplantılarda senaryoların ev sahibi ve organizatör kurumların uzmanlarınca hazırlanma geleneği bulunuyor.

Toplantıya 15-20 dolayında davetlinin katıldığı ve öğle yemeğiyle de birlikte birkaç saat sürdüğü öğrenildi.

Katılımcılara sorulan sorular arasında şunlar da bulunuyor:

  • Türk ordusu Kandil Dağı'nda İsrail ajanlarının PKK'lılarla çekilmiş videolarını ve Mossad eğitim kılavuzlarını bulursa ne olur?
  • Peşmergelerle bir sınır çatışmasında Türk güçlerince öldürülenler arasında bir ABD'li subay da bulunsa ne olur?

Toplantıda en az bir Türk katılımcıya atfedilen, 'PKK liderlerin teslim edilmesi seçimlerde AK Parti'ye yarar' düşüncesi, Washington'da ilk kez telaffuz edilmiyor.

WINEP Türkiye uzmanı Soner Çağaptay da 22 Mayıs'ta Yüksel Sezgin'le ortaklaşa yayınladığı raporda, 'ABD, Iraklı Kürtlere Kuzey Irak'taki PKK liderlerini Türkiye'ye sınır dışı etmeleri yönünde baskı yaparsa, partinin popülaritesi artar' ifadesini kullanmıştı.

Türk Büyükelçiliği'ndeki basın toplantısında, Hudson Enstitüsü'nde gerçekleşen toplantıda tartışılan senaryoların sorulduğu İstanbul Milletvekili Egemen Bağış (ortada), "Bu vatan hainliği." ifadesini kullandı.

Bağış, Washington'da demokrasi yanlısı düşünce kuruluşu NDI'da yapılan toplantıda ise Bush yönetimini, askerin siyasete müdahalesine geç tepki vermesinden dolayı eleştirdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Üst Düzey Yetkilisi Matt Bryza, Hudson Enstitüsü'nde tartışılan senaryoları 'çılgınca' sözleriyle niteledi. Zaman'a konuşan Bryza, Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğunu belirterek, "Seçimle geldiği sürece kimin seçildiğine dair endişemiz yok." ifadesini kullandı. PKK teröristlerini mümkün olduğu kadar çabuk yakalamak istediklerini söyleyen ABD'li diplomat, "Sorumluluk taşıyan hiçbir Amerikalı yetkili böyle bir açıklama yapamaz. Seçimle ilgili önemsediğimiz tek şey, demokratik olması ve halk iradesinin ortaya çıkması." dedi. {Çağrı Çobanoğlu, İstanbul}

"1989-1998 arasında Washington büyükelçisi olarak görev yaptım. ABD'de düşünce kuruluşları birtakım senaryolar üzerinde her zaman çalışır; ancak Hudson'dakine benzer bir senaryo hiçbir zaman tartışılmadı.

ABD'de yönetimler de bu tip kuruluşları yönlendirir. Belli ki, ABD'nin zihninde soru işaretleri var. Toplantıyı düzenleyenler karşı tarafın tepkilerini ölçmek için zaman zaman onları davet eder."

"ABD'de 10 yıl süreyle büyükelçi olarak görev yaptım. Hudson Enstitüsü ciddi bir kuruluştur. Bu senaryo çok saçma. Gidenlerin de bunu ciddiye almaması gerekir. Benim zamanımda böyle senaryolar olmadı. Bunları anlamsız buluyorum. Türkiye tahrik ediliyor, manipüle ediliyor. Küçük düşürücü bir senaryo... Bizim manipülasyonlara kurban olacağımızı, düşünüyorlar; küçük düşürüyorlar."

"Washington, Türkiye'yle ilgili senaryo düzenlemede Hollywood'la yarışır oldu. Bu senaryolar inanılmayacak kadar aptalca. Amerikan devleti bağımsız gibi kuruluşlarla iç içedir. ABD Dışişleri'ne bağlı olmayan bir kuruluş da olsa, Amerikan Dışişleri'nin açıklama yaparak tutumunu ortaya koyması gerekir. Toplantıya katılan Türk temsilcileri, yapılacak yanlışları önlemek için katılmıştır diye düşünüyorum."

"Türkiye'yle ilgili daha çok senaryo duyacağız. Ortadoğu karıştı, yeniden tasarlanacak gibi gözüküyor. K.Irak'a müdahaleyi yanlış buluyorum. Türkiye'nin başına büyük sorun çıkaracaktır. Terörü şu an için ortadan kaldırmak çok zor. ABD ve Avrupa'nın bunun arkasında olduğunu biliyoruz. 'Bölünme' psikolojisinden kurtulmamız gerekir. ABD'de Erdoğan'ın gitmesi için büyük bir çaba sarf ediliyor."

Hudson Enstitüsü Türkiye uzmanı Zeyno Baran, söz konusu toplantıyı doğruladı.

Zaman'a bilgi veren Baran, "Düşünce kuruluşları, hem ileriye dönük hem de çoğu farazi olan senaryolar görüşüp 'şu olursa ne olur' diye fikirler üreten kuruluşlardır. Bunun ötesinde bir şey söylemek istemiyorum. Herhangi birisinin herhangi bir lafını konteks dışı almak doğru olmaz." dedi.

Yeni Şafak gazetesi. 16 Haziran 2007. Haber Merkezi - Ankara

Felaket senaryosu

ABD'de Hudson Enstitüsü, Türkiye için suikast ve katliam senaryosu yazdı. 'Tülay Tuğcu öldürülse ve PKK Beyoğlu'nda 50 kişiyi öldürse ne olur' sorularının tartışıldığı toplantıda Zeyno Baran, Türk subaylar ve Talabani'nin oğlu da vardı

Amerika'da önceki akşam gerçekleştirilen bir toplantıda Anayasa Mahkemesi'nin emekliye ayrılan başkanı Tülay Tuğcu'ya suikast, PKK'nın Beyoğlu'nda 50 kişiyi öldürmesi, ardından da Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmesinin değerlendirildiği bir “dehşet senaryosu” konuşulduğu iddia edildi.

Muhafazakâr Hudson Enstitüsü'nde gerçekleştirilen ve Türkiye'den askerî yetkililerin katıldığı bu toplantının başkanlığını Zeyno Baran'ın yaptığı da bir diğer önemli bilgi.

Toplantıda katılımcılara daha önce yazılı olarak sunulan ve inanılması son derece güç bir bazı “dehşet senaryoları” masaya yatırıldı.

Bu senaryoya göre Anayasa Mahkemesi'nin emekliye ayrılan başkanı Tülay Tuğcu suikastla öldürülüyor. Tülay Tuğcu'nun henüz görevindeyken, bir suikast sonucu öldürülmesiyle aynı zaman diliminde, İstanbul Beyoğlu'nda PKK'nın üstlendiği ve 50 kişinin hayatını kaybettiği bir eylem düzenleniyor.

Bu iki vahim senaryo da Haziran ayının son günlerinde gerçekleşiyor ve bu olayların ardından Türkiye, 50 bin askerlik bir kuvvet ile Kuzey Irak sınırını geçerek bir askeri harekât düzenliyor.

Türk diplomatlarının davet edilmediğini toplantıda ele alınan ana konu ise böyle bir senaryo karşısında Amerika'nın nasıl tepki vereceği. Türk askeri yetkililerinin hazır bulunduğu ortamda, bu senaryo tartışılırken bir de Amerika'nın PKK'nın Kuzey Irak'taki liderlerini yakalayıp teslim etmesi konusu ele alınıyor.

Bu çerçevede de bir Türk uzman ve yetkilinin de aralarında bulunduğu katılımcılar, bunun siyasî sakınca doğurabileceğini ifade ediyor.

Buna göre PKK liderlerinin yakalanıp teslim edilmesinin AK Parti'ye yarayacağı ve Amerika'nın Türkiye'deki bazı siyasi partileri kayırdığı izlenimi yaratacağı belirtiliyor.

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Washington'u ziyaret eden milletvekillerinden Egemen Bağış ve Reha Denemeç de Washington'da düzenledikleri basın toplantısında toplantıyı çok sert cümleler ile eleştirdiler. Egemen Bağış, Washington'da böylesi bir toplantıda konuşulduğu ileri sürülen şeyler eğer doğruysa, bunu konuşanların, hele bu kişiler Türkler ise, vatan haini olacaklarını söyledi.

BBC'nin Türkçe servisindeki haberine göre toplantı, Çarşmaba akşamı Hudson Enstitüsü adlı muhafazakâr eğilimli fikir kuruluşunda düzenlendi.

Toplantıya Türkiye'den ve Washington'dan Türk askeri yetkilileri katıldı. Katılanlar arasında Türk Genelkurmay Başkanlığı bünyesindeki Stratejik Araştırma ve Etüd Merkezi'nin Başkanı ve bazı yetkilileri ve Türkiye'nin Washington'daki Savunma Ataşesi Tuğgeneral Bertan Logarlaroğlu da bulunuyor.

Habere göre toplantıda Celal Talabani'nin oğlu Kubat da vardı.

Toplantının başkanlığını ise, Türkiye'den Zeyno Baran yaptı.

Ne diyorduk?... Evet... İlginç ilginç şeyler oluyor..

Bu toplantıya askerler de katılmış..

Katılanlar arasında başkaları da var. İsmini daha önce duyduğumuz.. yani, sizi bilemem ama ben duymuştum..

Hafızamı yoklayınca, www.muslimmanifesto.org isimli bir siteleri olduğunu hatırladım. Bir, 'Ilımlı İslam' manifestosunun yayınlandığı ve imzaya açıldığı site..

Ama, artık o site nedense ortada yok.

Yazık değil mi; --koşa koşa gelip imzalayan-- milyon bin (!) kişinin imzaları boşa mı gitti şimdi?

Neyse. Dert değil; herşey tamamen kayıp sayılmaz. Bir kopyası en azından Internet Arşivinde duruyor. Duruyor da, şimdi kaybolmuş olan bu faydalı çalışmanın sahipleri kimdi acaba?

Her neyse.. Ne diyordum?

Evet, Zeyno Baran..

Zeyno hanımın çok başarılı bir 'Türkiye vatandaşı' olduğunu kabul etmeliyiz. Sürekli önemli enstitülerde ortaya çıkıyor.

Şimdi Hudson Enstitüsü'nde, daha önce de Nixon Enstitüsü'nde.. Hepsi de, görüldüğü üzere eğitim (!) kurumları..

Üstelik, Yeni Şafak'a göre, toplantının başkanlığını yapan Zeyno hanım Türkiye'denmiş..

Bravo.

Yeni Şafak'a bravo, tabii ki.

Keşke Zaman gazetesini okuyup yazsaydı bu haberi.. Çünkü, Zaman'a göre, Zeyno Baran Hudson Enstitüsü'nde Türkiye uzmanıymış.. ne demekse.

Şimdi.. Gelelim, Türkiye'den katılan askerlere..

Benim merak ettiğim, bu toplantının mahiyeti.. Acaba neydi mahiyeti?

Niçin davet edilmişlerdi?

Niçin askerler sadece?

Koordinasyon amaçlı mı, bilgilendirme amaçlı mı, yoksa gözdağı vermek için mi?

Neydi acaba?

Ve, tabii ki, toplantıyı kim, niçin basına sızdırdı acaba?