Ellere Liberal. Kendine Müslüman..

Aşağıda 2009-06-14 tarihli Hürriyet gazetesinde Yorgo Kırbaki imzası ve 'Müslüman'a iyi davranış broşürü' başlığıyla yayınlandı. {Bilmeyenler için, bildiğim kadarıyla, kısaca: Yorgo Kırbaki, Yunanistan'a yerleşmiş İstanbullu bir Rum gazetecidir.}

Çoğu Arnavut, Afgan, Pakistanlı ve Iraklı yaklaşık 700 bin Müslüman göçmen yaşıyor Atina'da ve bu insanlar iş istiyor, aş istiyor, Yunan makamlarından insanca muamele istiyor.

‘Türbanlı kadının başını açmasını istemeyeceksin. Namaz kılındığında bitmesini bekleyeceksin. Ramazan'da daha hoşgörülü davranacaksın. Müslamanların ibadethane olarak kullandıkları mekanlara girerken ayakkabılarını çıkaracaksın. Karakola gelen ya da getirilen müslümanın dini hissasiyetlerine saygılı olacaksın”

Bu ifadeler Yunan Polis Teşkilatı (ELAS) tarafından hazırlanan ve tüm polis memurlarına dağıtılacak “Müslümana davranış” broşüründe yer alıyor.

ELAS'ın Fransız ve İngiliz polis teşkilatlarından yardım da isteyerek hazırladığı broşürün amacı, Yunan polisine İslam örf ve adetlerini öğretmek ve bu şekilde iki hafta önce Atina'nın ilk kez şahit olduğu olayların tekrarlanmasını önlemek.

Suriyeli bir mülteciyi durduran Yunan polis memurunun bir kağıt peçe içindeki Kuran-ı Kerim'in sayfalarını, mülteci derneklerine göre bilerek, ELAS'a göre bilmeyerek yırtması üzerine Yunan başkenti iki hafta önce arenaya dönüştü.

Yüzlerce Müslüman göçmen ilk kez polisle çatıştı, ilk kez dükkan ve otomobilleri tahrip etti ve ilk kez Atina'nın kalbi sayılan Omonia Meydanı'nda Atinalıların şaşkın bakışları arasında namaz kıldı. İlk kez İslam sloganları duyuldu bu hıristiyan ortodoks diyarda..

Çoğu Arnavut, Afgan, Pakistanlı ve Iraklı yaklaşık 700 bin Müslüman göçmen yaşıyor Atina'da ve bu insanlar iş istiyor, aş istiyor, Yunan makamlarından insanca muamele istiyor. Dini ibadetlerini yerine getirebilecekleri bir cami istiyor, ölülerini gömebilecekleri bir mezarlık. Cami ve mezarlık için yasa da hazır, yerleri de belli ama yıllardır bir çivi bile çakılmadı.

Müslaman göçmenler haklı ama Atina sakinlerini de anlayışla karşılamak gerek. Homojen bir nüfusa sahipti Yunan başkenti 20 yıl öncesine kadar. Yöneticisi de, sakini de bugün nüfusun neredeyse yüzde 15'inin “öteki”lerden [Müslümanlardan --MA] olmasını kabullenemiyor, hazmedemiyor bir türlü. Üstelik tanımıyor. bilmiyor yabancıların huyunu suyunu.

“Gece artık dışarı çıkamıyoruz. Korkuyoruz” diyor Atinalılar. Buna karşılık “Memleketimizi aç perişan kalmak için mi terkettik?” diye soruyor Müslüman göçmenler.

Bu yazıyı okuyunca, ilk olarak aklıma bizim liberallerimiz ve hemen ardından da müslümanlarımız geldi. Müslüman deyince, şu sıralar bu mangalın tozunu attıran Cemaat'i kasdettiğimi varsayabilirsiniz... Liberaller deyince de.. Neyse.

Neresinden başlayayım?..

Önce bir tespit: Wikipedia'ya göre, 2001 yılı rakamlarıyla, Atina'da 745,514 kişi yaşıyor. Sekiz sene önce bu nüfusa sahipse, ya son yıllarda anormal bir büyüme sözkonusu oldu, ya da bir gariplik var (mesela, 'öteki'leri hiç saymamış olabilirler).

Çünkü, Yorgo beye göre, Atina'da 700,000 'öteki' (Müslüman) var ve bu da Atina'nın nüfusunun %15'ine denk geliyor. Eğer böyleyse, Atina'nın gerçek nüfusu 4,600,000 civarında olmalı. Aksi halde, 700,000 müslüman ile, "Atina'nın %94'ü müslümandır" demek zorunda kalacaktık...

Bunu bir tarafa yazdıktan sonra, bir de şu enteresanlığa işaret etmek gerekir bence: Atina, Osmanlı'nın Mora Beyi Turhanoğlu Ömer Bey tarafından 1458 tarihinde kansız bir şekilde fethedildi. 1829 senesinde 'Londra Protokolu' ile Yunanistan bağımsızlığına kavuştuğunda, Atina, tam 371 sene boyunca Osmanlı yönetimi altındaydı.

Yorgo beyin verdiği istatistiğe bakarsak, Atina'daki müslümanların çoğu Arnavut, Afgan, Pakistanlı ve Iraklı imişler.. Yani, aralarında saymağa değecek kadar bile, Türk yok..

O kadar ki, 20 yıl öncesinde, yukarıda sayılan 'öteki'ler de yokken, Atina tamamen Hıristiyan Ortodoks imiş..

Ve, dahası, koskoca Atina'da --numunelik olsun-- Osmalı'dan kalmış ya da yeni, bir tane cami veya müslüman mezarlığı bile yokmuş..

Tekrar yazayım: 371 sene Osmanlı idaresinde kalmış olan Atina'da 20 sene önce, ister sağ isterse de yıllar önce ölmüş olsun, hiç müslüman yok.

Ve, anlaşılan, Yunanistan vatandaşı oldukları halde, Batı Trakya Türkleri/Müslümanları Atina'ya yerleşemiyorlar ya da yerleşebilse dahi sayıma dahil edilmiyorlar. 

Bir tane cami yok. Bir tane Müslüman mezarlığı yok.

Yani.. Atina'ya son 20 sene içinde göçmüş olan 700,000 'öteki' de olmasa, Atina'da Müslümanın adı-sanı anılmayacak...

Şimdi..

Bunları okuduğum zaman, ister istemez aklıma bizim mürekkep yalamışlarımız (yani, liberal olduklarını iddia eden 'aydın'larımız) ve tabii ki dindarlarımız (yani, dünyanın akla gelmedik yerlerine İngilizce tedrisatlı okullar açmak yarışında olan 'inanç özgürlüğü' düşkünü 'Müslüman' Cemaat) geliyor..

Türkiye'deki bir avuç Rum için 'Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması konusunda bu kadar meraklı/hevesli olan bu taifenin, nasıl oluyor da, 700,000'den çok Müslüman için, benzer bir 'inanç özgürlüğü'nün zerresini Yunanistan'dan talep etmiyor oluşlarını, bu konuda tek kelime etmeyişlerini, tek satır yazmayışlarını anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum.

Yok.

Öyle dediğime bakmayın.

Güçlük filan çekiyor değilim.

Samimiyetsizliği gördüğüm anda teşhis edemeyecek kadar saf değilim.

Fakat..

Birilerinin bizi bu kadar da saf/aptal yerine koymasını nasıl içimize sindiriyoruz?

İşte, bu sorunun cevabı hiç de hoş değil:

Bir kısmımız samimiyetsiziz. 

Bir kısmımız da su katılmamış aptal.